Hermione, Neville haklı - sen gerçekten de bir kızsın..." "Aa, fark ettin demek," Ee - ikimizden biriyle gelebilirsin!" "Hayır, gelemem,Çünkü zaten başkasıyla gidiyorum." "Hayır, gitmiyorsun!" dedi Ron. "Onu sadece Neville'den kurtulmak için söyledin!" "Aa, öyle mi?" dedi Hermione. "Sırf sen benim bir kız olduğumu üç sene sonra fark ettin diye, Ron, sanma ki başkası fark etmedi!"
Haklı
“Normal insan, dengesiz insandır. Çünkü insan, ateş üstünde duran su dolu bir kazana benzer. Nasıl içindeki su kaynayınca kazanın kapağı atarsa, makinelerin buhar kazanlarına da artık buğu dışarı fışkırsın diye supap yapmışlardır. Buğunun artığı dışarı fışkırır delikten, kazandaki buğu da gerektiği kadar kalır, yani dengede durur. Yoksa kazan patlar. İnsan da böyle işte… Kızınca, duygulanınca, üzülünce, acılanınca, insan içinden bir şey boşaltacak ki, patlamasın da dengesi yerine gelsin. Ee nasıl içini fışkırtacak? Nasıl kazanın supabı varsa, insanın da bir tahtası eksik olacak ki, buradan dışarıya su koyversin… Bu yüzden işte, dengeli insan bir tahtası eksik insan demektir. O normal denilen tahtası eksik olamayanlar, günün birinde birden patlayıp bombok olur, bir daha da onarılmazlar.”
Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ee Haklı...
Yanlış yaşam doğru yaşanamaz. Adorno.
Rumlar da bizim gibi meraklı millet! Bizi görünce hemen "Nedir, n'oluyor" deyip seğirtip geliyorlar. "Türkiye'den geliyoruz, çınarınızı çok beğendik, ölçüm yapıyoruz" deyince, haklı olarak pek normal karşılanmıyoruz. Biz zaten Türkiye'de bile anıt ağaçları ölçerken insanlarımızdan "defineci" damgası yemişiz. Ee hem yabancı hem de tarihî hasmımız olan bir milletin tarihî çınarını ölçmek de neyin nesi? İster istemez, "Ulan bu Türk istihbaratçıları Yunanistan'ın her tarafını incelediler, bitirdiler; işte en sonunda ağaçlarını bile ölçüp fişliyorlar." diyerek hakkımızda sû-i zan etmeleri gayet normal.
Badem ağacı diken haklı!
Çok ihtiyar, doksanlık bir adam badem ağacı dikiyordu. Ee , dede, dedim, badem ağacı mı dikiyorsun? O eğilmiş olduğu halde bana baktı ve Ben, oğlum, dedi, ölümsüzmüşüm gibi hareket ederim. Karşılık verdim: Bense, her an ölecekmişim gibi davranırım! İkimizden hangimiz haklıydık patron?
Baskerville'lerin Köpeği'nin ilk sayfalarında Watson, Baker Sokağı 221B'den içeri girince oturma odasında, James Mortimer'ın unuttuğu bastonu buluyor. Holmes'un metotlarını uygulamaya geçirmek için bu anı fırsat bilip, bas­tonun tipinden doktorla ilgili ne gibi çıkarımlar yapabileceği­ne bakıyor ve tam kafasında bir şeyler düşünürken arkadaşı
Reklam
53 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.