Eva
Eva
@eeewaaa
48 reader point
Joined on February 2020
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Kitaba başlamadan önce kitapla ilgili bazı yorumlar okumuştum ve kitaba karşı olumsuz bir ön yargı oluşmuştu. Ama yazarın daha önce okuduğum "Gurur ve Önyargı" kitabını sevdiğim için bu kitaba bir şans vermeye karar verdim. İyi ki de verdim. Çok akıcı bir kitaptı. Her ne kadar yazar olayı gereksiz uzatmış olsa da genel olarak keyifli bir okuma oldu benim için.
Kitapta üç kadının aşkından bahsediyor. Emma, Jane, Harriet. Asıl karakterimiz tabi ki de Emma. Olay Emma'nın çöpçatanlık yapmasıyla başlıyor. Arkadaşı Harriet ile Mr Elton adında bir yakınının arasını yapmaya çalışıyor. Ancak olay yanlış anlaşılmalarla farklı bir hal alınca Emma pişman oluyor ve arkadaşının Mr Elton'ı unutması için uğraşıyor. Kendisi de hiçbir şekilde evlenmek istemeyen babasının yanından ayrılmak istemeyen biridir. Fakat bir süre sonra aşk onun da kapısını çalıyor. İşte buralar gerçekten keyifle okuduğum yerlerdi. Ve olmasını istediğim şeyleri okuyunca yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Baştan sona kendi bildiğini okuyan kızımız Emma zamanla hatalarını anlıyor ve kitabın sonuna doğru daha güçlü bir Emma karşımıza çıkıyor. Tabi ki bu değişimi de Mr. Knightley'e borçlu. Bence kitaba şans verilmeli. Şimdiden iyi okumalar :)
Topraklarını terk etmek zorunda kalan bir aile ve yaşadığı zorlukların anlatıldığı bu kitap gerçekten insanı derinden etkiliyor. Bankaların topraklarına el koyması nedeniyle Joad ailesi Kaliforniya'ya gidip orda meyve bahçelerinde çalışıp para kazanmak istiyor. Ancak yağmurdan kaçarken doluya tutuluyorlar. Oradaki insanlar tarafından dışlanan hatta insan yerine bile konulmayan Joad ailesi iş bulmakta zorlanıyor, karınlarını bile doyuramaz hale geliyorlar. Kitabın başından sonuna kadar hep içimde bir umut vardı. Bir şeylerin güzel gideceğine dair. Ama olmadı. Yine de beni heyecanlandıran bir karakter vardı kitapta. Ana... Her ne kadar evin direği babadır desek de bir evi derleyen toplayan aile yapan annedir. Buradaki Ana karakteri de açlığa, yoksulluğa, hastalığa, soğuğa rağmen dimdik ayakta. Yaşanılan tüm olumsuz şartlara rağmen aileyi bir arada tutmaya çalışıyor. Bu kadar güçlü bir karakteri okumak insanı duygulandırıyor. Ve son sayfa... O kadar etkisinde kaldım ki nasıl ya diyerek kapattım kitabı. İyi ki okumuşum dedim.
Keşke daha önce okusaydım dediğim bir kitap oldu. Her ne kadar çocuklar için yazılmış olsa da büyükten küçüğe herkesin okuması gereken bir kitap.
Kitabı okumaya başladığım andan itibaren kendi çocukluğum aklıma geldi. Sabah erkenden heyecanla sokağa çıktığımız, akşam ezanıyla eve döndüğümüz günler. Biz şanslı çocuklardık. İmkanlar kısıtlıydı ama mutluyduk. "Tıpkı Pal Sokağı Çocukları" gibi. Bizler de oyun alanı bulma konusunda zorlandık. Her zaman bizi taşlayan yaşlı, huysuz bir amca mutlaka oldu. Ama mutlaka o oyun oynandı. Kitapta da bir oyun alanı için verilen mücadele anlatılıyor. "Arsa" dedikleri alanı Kızıl Gömleklilere vermek istemeyen Pal Sokağı çocukları vatanını savunur gibi savunuyorlar oyun alanlarını. Dürüstlük, cesaret, arkadaşlık,yoksulluk, mücadele ve ölüm. Kısacası hayatın içinden bir kitap. Sonunun kötü biteceğini hissettiğim anda boğazım düğümlendi. Ahhh Nemechek cesaretin ve verdiğin mücadele ile yüreğime dokundun.
Reader Follow Recommendations
Saç örgüsü saçın üçe ayrıldıktan sonra birbirine geçirilerek aldığı şekil.Bu üç tutam kitapta üç kadını temsil ediyor.
Hayata bir sıfır yenik başlayan bir kadının mücadelesi ve bu mücadelenin kötü bir sürprizle karşılaşan iki kadına etkisi. Üç ülke, üç kadın ve verdikleri mücadele...
İnsan hayat oyununda birçok zorlukla sınanıyor. Bazen düşüyor kalkmak istemiyor. Bazen de sımsıkı sarılıyor hayata. Ben bu dünyaya bir daha gelmeyeceğim, o zaman hakkını vereyim, diyor. İşte bu hayat mücadelesinde Guilia, Smitha ve Sarah düşmek istemeyen bu dünyada ben de varım beni yok sayamazsınız diyerek bizleri heyecanlandıran güçlü kadınlar...
Merak ederek okuduğum okumaktan gerçekten keyif aldığım bir kitap oldu. Kitabı kapatırken küçük bir tebessüm oturdu suratıma. Atlattigimiz her zorlukta bizden habersiz bize dokunan birileri var. Artık buna inanıyorum.
Kaybetme korkusunu iliklerime kadar yaşadığım bir kitap oldu. Yaşamına son vermek için binlerce sebebi olan bir adamın yaşamak zorunda kalması... Önce servetini kaybeden Fugui sonra itibarını, anne babasını, evladını, eşini kaybediyor. Açlık, hastalık, çaresizlik ve ölüm... Hayat hepimizden küçük büyük bir şeyler alıyor. Gözyaşları ile okuduğum bitirirken de kapağını kapatmaya kıyamadığım güzel kitap. Birkaç gün sonra bile kitabı elime alıp acaba Fugui ne hissediyor diye saatlerce düşündüğüm kitap.
