Haksız yere suçlanmak zordur, ama hayatlarında bir kitap açıp okumamış, yaşadıkları yerden yirmi kilometre bile uzaklaşmamış (ve hayatında hiçbir başarısı olmayan) kişilerin sana tepeden bakması daha da zordur.
Işığın savaşçısı, ele geçirmeyi kafasına koyduğu yeri dikkatle inceler.
Hedef ne kadar zorlu olursa olsun, engelleri aşmanın bir yolu hep bulunur.
Savaşçı alternatif yollar arar, kılıcını biler, karşı koyabilmek için yüreğini gerekli azimle doldurmaya çalışır.
Ama ilerlerken, hiç hesapta olmayan güçlükler çıktığını fark eder.
En uygun anı beklerse asla yola çıkamayacaktır; bir sonraki adımı atabilmek için gözünü karartması gerekecektir.
Savaşçı, gözünü karartır. Çünkü- hem aşkta hem savaşta- her şeyi önceden görebilmek olanaksızdır.