Egoist insanlarin kendini sevdiklerini sanırız oysa üstünlük kompleksi ile aşağılık kompleksi aynı şeydir.
Sevgi egodan geliyorsa değil, Öz’den geliyorsa gerçektir.
🫶🏻
Olduğun Sevgi Ol 🫶✨
-Ey kardeş!
Düşmanın iyiyi ve iyiliği görmemesi daha iyidir. Düşmanlık gözüyle bakılırsa hüner ve marifet bir ayıptır. Sadî, bir güldür, lakin düşmanlarının gözüne diken görünür.
İçimizden hangisi deli acaba? Yolcuları hiçbir şeyle rahatsız etmemeye gayret eden ben mi, yoksa buradaki en zeki ve ilgi çekici kişi olduğunu düşünen, bu yüzden etrafındaki hiç kimseye huzur vermeyen bu egoist mi?
BİR GÖNÜL DAVASI
Yazarı: Ümran TAN
Yayınevi:Pukka
Sayfa Sayısı:448
Merhaba. Güzel bir mahalle kurgusu ile geldim. Zengin kız fakir oğlan dersem tutmaz. Oğlumuz Kadir Agah Karadenizli bir kabadayı aynı zamanda aile şirketleri var. Ama bir gün babasının yaptığı hatalar onu çileden çıkartıyor ve ailesini geride bırakarak Kocaeli'ye Gönül
Jules, Ava’nın en yakın arkadaşıdır. Ava’nın abisi Josh ile en başından beri birbirlerinden nefret ederler. Sürekli bir kavga içinde olan ikili aynı yerde çalışmaya başlayınca ateşkes ilan etmeye karar verirler. Bu ateşkeste birbirlerinden hiçbir beklenti içerisinde olmadan birlikte olacaklardır. Ancak ateş ve barut yanyana durmaz misali zamanla aşka yenik düşerler. Jules’in herkesten sakladığı sır gibi bir geçmişi vardır. Ne yazık ki bu geçmiş peşine düşer ve ortalık arap saçı olur. Josh ile aralarını yeni düzeltmişken ilişkileri sallantıya girer.
Serinin üçüncü kitabında nefretten aşka ilişkisini okuyoruz. Diğer iki kitapta da olduğu gibi öyle böyle bir aşk değil hemde. Egoist erkek ve çekici bir kadının biraraya geldiğinde neler olabileceğini siz düşünün. Kitap boyunca onların neden birbirlerinden nefret ettiklerini, sonrasında nasıl aşık olduklarını okuyoruz. Tabi bu arada bol bol sahneler mevcut. Kesinlikle yetişkin içerikli. Kalın olmasına rağmen akıcı bir şekilde ilerliyor ama bazı sahneler sıkabilir. Türü sevenlere tavsiye ederim.
Cinsel dürtünün uygarlığın ilk gereklerine yenilir yenilmez tam tatmin sağlayamaması, en olağanüstü kültürel başarıların kaynağı haline gelir; bu başarılar dürtü birleşenlerinin gittikçe daha ileri giden yüceltilmeleriyle elde edilir. Çünkü cinsel dürtü güçlerinden herhangi bir dağılımla tam bir haz tatmini sağlansaydı, insanların bu güçleri başka alanlarda kullanmak için hangi nedenleri olurdu? O hazdan bir daha kurtulamaz ve başka ilerleme gerçekleştiremezlerdi. Öyle görünüyor ki insanlar her iki (cinsel ve egoist) dürtünün gerekleri arasındaki dengelenemeyen fark yüzünden giderek daha yüksek başarıları gerçekleştirmeye muktedir oluyor… fakat daimi bir tehlikeye maruz kalarak; daha zayıf olanlar günümüzde bu tehlikeye nevroz biçiminde yenik düşüyorlar.