Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bilta di donna e di saccente core e cavalieri armati ehe sien genti; cantar d' augelli e ragionar d'amore; adorni legni 'n mar forte correnti; aria sere na quand' apar l' albore e bianca neve scender senza venti; rivera d' acqua e prato d' ogni fiore; oro, argento, azzurro 'n ornamenti Kadının, bilge gönüllerin güzelliği zırhlarına bürünmüş kibar şövalyeler; kuşların ötüşü, aşk sözleri; denizden hızla geçen güzel tekneler; şafak vakti kıpırtısız hava rüzgarsız düşen beyaz kar; su pınarı, bin bir çiçekli çimen; altın, gümüş rengi süslerde, gökmavisi.
Warten, Kind, wie ein Samenkorn, das in der Erde schläft einen ganzen Sonnenkreis lang, ehe es aufgehen kann. So lang dauert es, bis die Worte in dir gewachsen sein werden..
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Ehe ;)
“O dudaklar. O gamze. O lanet sırıtış.”
Sayfa 198 - Juno KitapKitabı okudu
Zort ehe
- Ankara sizi görevinizden affetti. Avrupa'ya gitmek üzere İstanbul'u terkedeceksiniz, dediler. Abdülhamit : - Ben Fatih ahvadındanım. Hain değilim. Mustafa Kemal'e telgraf çekiniz, diye diretmek istediyse de görevliler kendisine kesin emir aldıklarını, bir saata kadar İstanbul'u terketmiş olması gerektiğini söyleyince razı oldu.
An die nächsten Schritte sollte man nicht zu viele Gedanken verschwenden....
es ist so: Manchmal hat man eine sehr lange Straße vor sich. Man denkt, die ist so schrecklich lang; das kann man niemals schaffen .... Und dann fängt man an, sich zu eilen. Und man eilt sich immer mehr. Jedesmal, wenn man aufblickt, sieht man, daß es gar nicht weniger wird, was noch vor einem liegt. Und man strengt sich immer mehr an, man kriegt es mit der Angst, und zum Schluß ist man ganz außer Puste und kann nicht mehr. Und die Straße liegt immer noch vor einem. So darf man es nicht machen..... Er dachte einige Zeit nach. Dann sprach er weiter: Man darf nie an die ganze Straße auf einmal denken, verstehst du? Man muß nur an den nächsten Schritt denken, an den nächsten Atemzug, an den nächsten Besenstrich. Und immer wieder nur an den nächsten.... Wieder hielt er inne und überlegte, ehe er hinzufügte: Dann macht es Freude; das ist wichtig, dann macht man seine Sache gut. Und so soll es sein..... abermals nach einer langen Pause fuhr er fort: „Auf einmal merkt man, daß man Schritt für Schritt die ganze Straße gemacht hat. Man hat gar nicht gemerkt wie, und man ist nicht außer Puste..... Er nickte vor sich hin und sagte abschließend: Das ist wichtig.....
Hayal gücü seviyem ehe
Gözlerimi başka yere çevirdim ama o duvar yine bana bakıyordu. Bu durumdan kurtulmak için kendi kendime bir oyun oynamaya başladım; cezaevinde yatmış olan edebiyat karakterlerini gözümün önüne getirmeye çalıştım. Ranzanın bir ucuna Meursault'yu oturttum, onun yanına, aralarında Fransızca konuşsunlar diye Jean Valjean'ı yerleştirdim. Biraz ötede Katyuşa ile Raskolnikov fısıl fısıl Rusça konuşuyorlardı, herhalde Nehludov'un ziyaretinden söz ediyorlardı. Keşanlı Ali duvarın dibine ilişmişti, Dr. B ise zihninden satranç oynuyordu.
Reklam
İmparatorluğu'nun birçok halkın birbirine kaynaşmış nüfusları ile dolu yeni ve büyük kentleri zararı telafi ede­ memiş; Yunanistan'ın daha geniş bir politik örgütlenme bulmak için çaba har­ cadığı ittifaklar kısa sürede iç yozlaşma ve dış şiddetin etkisi altında çökmüştü. Gücünü kendi sınırlamasından alan Yunanistan'ın eski ulusal
Malum kişi ehe
Size bu adamın ne zararlı, ne zehirli bir hayvan tabiatında olduğunu mümkün değil tarif edemem ki...
Spoiler olabilir bılmıyom ehe
"Hadi öpüşsenize" "Yasemin yerine yankı ile ben öpüştük beyine benziyordu" "Beyin öpmeden ölemezsin" "Beni şöyle Spider-Man gibi tersten öpsene hiç öpüşmedim öpüşmeden ölemem" "Korkarsan helin'in dudaklarına yapış yankı"
Ehe.
“Aman. Tanrım. Gülümsemek ona çok yakışıyordu. Yanaklarında gamzeleri bile vardı.”
Sayfa 140 - PukkaKitabı okudu
Reklam
Eskiden Nokia telefonumuzdan on saat melodi seçerdik kendimize be. Şimdiki tele­fonum aldığımdan beri aynı çalıyor, bir kere değiştirmedim arkadaş.İmkanlar kısıtlıyken hayat daha mı keyifliydi, yoksa biz mi ufaktık? Anneye babaya ayrı melodiler ayarlanırdı. Telefon çalarken ekrana bakmadan "Annem ehe" diye hava atılırdı. Sms'ler sınırlıydı, üstte yanıp sönen zarf olsa da kıyıp o on harika sms'den birini silemezdik. Yılanın yenisi çıktı ya, işte dengeler orada bozuldu bence.
sen bana küçük prens derdin ben sana benerci sen bana mayakovski ben sana ehe sen bana werther ben sana tom sawyer hem insan kendisiyle öpüşebildikçe artardı yani o kadar zor bir zamandı sözcükler büyüydü sözcükler düğümdü hatırlarsın suyu kimse suçlayamaz!
İmkanlar kısıtlı iken hayat daha mı keyifliydi, yoksa biz mi ufaktık?
Eskiden Nokia telefonumuzdan on saat melodi seçerdik kendimize be. Şimdiki telefonum aldığımdan beri aynı çalıyor, bir kere değiştirmedim arkadaş. İmkanlar kısıtlı iken hayat daha mı keyifliydi, yoksa biz mi ufaktık? Anneye babaya ayrı melodiler ayarlanırdı. Telefon çalarken ekrana bakmadan "Annem ehe" diye hava atılırdı. Sms'ler sınırlıydı, üstte yanıp sönen zarf olsa da kıyıp o on harika SMS'ten birini silemezdik. Yılanın yenisi çıktı ya işte o dengeler orada bozuldu bence.
Sayfa 37 - KAFKAOKUR ~ PÜFÜR PÜFÜR: BEN OLSAYDIM
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.