Peygamberimiz “aleyhisselâm” bir hadîs-i şerîfinde buyurmuşdur: (Cennet ehlinin çoğu, fukarâ ve Cehennem ehlinin çoğu avretlerdir.) Bunun üzerine, hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ” süâl eylediler ki: (Avretlerin çoğu Cehennemde olmağa sebeb nedir?) Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bunlar belâya sabr eylemezler ve on iyilik gördükleri kimseden,
bir kemlik gördükde, o on iyiliği -hemen- unutup, bir kemliği dâimâ söyler. Ve dünyâ zînetlerini, çok ziyâde severler ve âhırete çalışmazlar ve gîbeti çok ederler.)
Erlerden ve avretlerden her kim bu sıfatlar ile muttasıf olursa, ehl-i Cehennemdir
Hz. Muhammed’in bütün yaratılmışlara “rahmet” olarak gönderildiğinin bildirilmesi göstermektedir ki, İslâmiyet, başka dinlerin mensuplarıyla temas kurmayı, barış ve esenlik içinde yaşamanın yöntemlerini geliştirmek ve ilâhî bir lütuf olarak insanın doğasına yerleştirilmiş olan (“fıtrat”a uygun) ahlâkî erdemleri beşeriyetin en yüce değerleri sayıp
- "Ebuzer’i İslâm’ın ilk sosyalisti ilan eden İslâmcılarımız var bir de. Bir tarikat şeyhini ziyaret edip, şeyhi alnından öpen modern zaman Ebuzer'lerimiz!...
Âdâp bilmez, erkân bilmez, usûl bilmez, hacegandan habersiz, ellerinde mızraklı Kur’ân'larıyla karşısına dikildikleri Hz. Ali’ye İslam öğretmeye kalkan Haricîler gibi, “sözleri Hakk, niyetleri batıl” olan zavallılarımız!..
“Osman akrabalarını saraya doldurarak nifak tohumlarını ekti” diyerek sahabeyi ağzına sakız eden cahillerimiz!..
Müsteşrik Massignon’dan farksız edepsizlerimiz!...
Hz. Hüseyin üzerinden ehl-i sünnet alimlerine taş atan fukara zihinlerimiz!.."
(Aziz Kemal Nafi, Artık Eve Dönsek!, Mağara Dergisi, Ekim 2020)