Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...biz, toplumun göreli ilkelliği ile sınırlıyız. Hayal güçlerimiz dahi çok tutucudur.
Sayfa 233 - ODTÜ Yayınları
Newton ve Maxwell de, uygarlığın günün birinde aya uzay gemileri göndermek veya şehirlere muazzam santrallerle elektrik vermek için gerekecek kaynaklara sahip olacağını muhtemelen yaşamları boyunca hiç düşünmemişlerdir. Onların zamanında sanayi ve ticaret, kendi kuramlarının içinde yaşayan olasılıkları hazmetmek ve hatta anlamak için çok ilkeldi. Şanslıyız ki, teknolojik ilerleme geometrik olarak devam etmektedir. Bununla beraber, beyinlerimiz ve hayal güçlerimiz geometrik büyümeyi kavrayamaz. Bir bilimkurgu romanının yazıldıktan on yıllar sonra okunduğu zaman daima böylesine tuhaf görünmesinin nedeni, budur. Geri dönüp baktığımız zaman, yazarın hayal gücünün kendi zamamındaki teknoloji ile kısıtlı olduğunu görebiliriz. Bilimkurgu, yalnızca mevcut durumun doğrusal bir tahmini veya uzantısıdır. Bu yüzden bilim, daima bilimkurgudan daha garip olmuştur.
Sayfa 233 - ODTÜ Yayınları
Reklam
Orta- Uzak Öngörüler.
...gökbilimci Nikolai Kardashev, gelişmiş uygarlıkları üç kategoriye ayırmıştır: Bütün bir gezegenin kaynaklarını denetleyen tip I uygarlık; bir yıldızın kaynaklarını denetleyen tip II uygarlık; ve bütün bir galaksinin kaynaklarını denetleyen tip III uygarlık. Bu ölçek üzerinde, teknolojik açıdan hâlâ tip I konumuna erişmenin eşiğinde
Sayfa 231 - ODTÜ Yayınları
Güneş'in bir yıldızdan başka bir şey olmadığımnı söylediği için 1600 yılında kazığa bağlanıp yakılan Giordano Bruno'dan bu yana, entelektüel açıdan uzun bir yol geldik. Fakat, teknolojik bir ölçekte hâlâ bebekliğimizi yaşamakta, güneş sistemindeki en yakın gezegenleri daha yeni keşfetmeye başlamış bulunmaktayız. En büyük roketlerimiz dahi Güneş'in kütleçekimsel kuvvetinden kurtulmayı zorlukla başarabilmektedir.Yine de, göreli olarak ilkel teknolojik gelişmemiz göz önüne alınacak olursa, simetrinin muazzam gücünü kullanarak da olsa zamanın kökeni üzerinde fikir yürütmeyi başarabilmiş bulunuyoruz. Evrimsel bir zaman ölçeği üzerinde, ormanlardan çıkışımızdan beri belki yalnızca iki milyon yıl (göz kırpmaktan başka bir şey değil) geçmiştir, fakat milyarlarca yıl önce, zamanın başlangıcında meydana gelen olaylar üzerine daha şimdiden dikkatli, rasyonel beyanlarda bulunabilmekteyiz.
Sayfa 230 - ODTÜ Yayınları
Süper sicim kuramı, bizi inanılmaz bir şekilde zamanın başlangıcına, Dünya'daki bütün kuvvetlerin mükemmel bir şekilde simetrik olduğu ve tek bir ana süper kuvvet halinde birleşmiş olduğu bir döneme geri götürmektedir. Süper sicim kuramı, var oluşumuzun merkezinde yer alan fakat bütün insan deneyimlerini aşan olaylara ilişkin soruların yanıtlarını verebilecektir.Şaşılacak bir şey, fakat evrenimizin başlangıçta tahmin ettiğimizden çok daha basit olduğunu anlamaktayız. Bir bakımdan, dönüp dolaşıp aynı yere geri dönmekteyiz. Newton'dan önceki zamanlarda bilim insanları evrenin mükemmel bir düzene ve yapıya sahip olduğuna inanmaktaydı. Bununla beraber, 1800'lü yıllarda göreliliğin ve kuantum mekaniğinin doğuşuna giden kargaşa nedeniyle fizik, düzensiz ve karmakarışık bir görüntü veriyordu. Şimdi başlangıçtaki görüşümüze düzenli bir evrene geri dönüyormuşuz gibi görünmekte, çok daha yüksek, daha gelişmiş bir düzlemde olsa da.
Sayfa 224 - ODTÜ Yayınları
...süper sicim kuramı, evrenimizin on boyutlu bir evren olarak başladığını, sonradan dengesizleşerek şiddetli bir şekilde dört boyuta çöktüğünü öngörmektedir. Bu afetsel olay, orijinal Büyük Patlama'yı yaratmıştır.
Sayfa 219 - ODTÜ Yayınları
Reklam
Alternatif dünyalar olasılığına kapıları açan ilk kişi, kuantum mekaniğinin kurucularından biri olan ve anti madde kuramını kazara keşfeden Paul Dirac'dır...Dirac, negatif enerjili maddenin tamamen alelade madde gibi görüneceğini, fakat zıt yüke sahip olacağını buldu. Örneğin anti elektron pozitif yüklü olacaktı ve ilke olarak negatif yüklü bir anti protonun etrafında dönebilir, böylece bir anti atom yaratabilirdi. Bu anti atomlar da birleşerek anti moleküller ve hatta anti maddeden yapılmış anti gezegenler ve anti yıldızlar yaratabilirlerdi. İlk olarak Dirac tarafından öngörülen anti maddenin varlığı, sonradan California Teknoloji Enstitüsünden Carl Anderson tarafından, bir manyetik alan içerisinde yanlış yöne giden bir elektronun fotoğrafında dikkat çeken kozmik ışın izlerinin incelenmesi sonucunda anti elektron'un (pozitron olarak adlandırılır) keşfedilmesiyle kesin olarak kanıtlandı. Bu, hiç şüphe götürmez bir şekilde pozitif yüklü bir elektrondu...Madde ve anti madde çarpışırlarsa birbirlerini nötralize ederler ve muazzam bir enerji açığa çıkar.
Sayfa 206 - ODTÜ Yayınları
Carroll'un gerçek ismi Charles Lutwidge Dodgson idi; Oxford'da ders veren bir matematikçiydi ve matematiksel mantık alanına özgün katkılar yapmıştı. (Kraliçe Viktorya onun çocuk kitaplarını o denli beğenmişti ki, yazacağı bir sonraki kitabı göndermesini ısrarla istemişti. O da bu isteğe hemen uydu ve kraliçeye soyut matematik konusundaki en son kitabını gönderdi.) Carroll, Alis Harikalar Diyarında'yı temel olarak mantık oyunlarıyla çocukları eğlendirmek amacıyla yazmıştı. Gerçekte Carroll, çocuklara kuralları bizimkinden tamamen farklı başka dünyaların var olabileceğini anlatmaktaydı.
Sayfa 206 - ODTÜ Yayınları
Evrenimiz, Büyük Patlamadan bu yana genişlemekte olan hiperkürenin yüzeyinde yaşamaktadır. Galaksiler, şişirilen bir balonun üzerindeki noktalar gibi sürekli olarak birbirinden uzaklaşmaktadır.
Sayfa 199 - ODTÜ Yayınları
276 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.