Dostoyevski, suç ve ceza kitabında: “herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı” der ve ekler; “çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.”
Allah der ki Kimi benden çok seversen onu senden alırım Ve ekler: "Onsuz yaşayamam" deme, seni onsuz da yaşatırım Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar Canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın En garibi de budur ya öldüm der durur, yine de yaşarsın
Reklam
Dostoyevski, suç ve ceza kitabında: “herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı” der ve ekler; “çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.”
Zaman Çarkı - Büyük Av
''Artur Şahinkanadı koklayıcının omzuna bir şaplak attı. -Bazen Çark aramıza birilerini ekler, dostum. Belki bir gün sen de kendini aramızda bulursun.'' Hurin kendisine bir taç önerilmiş gibi oturduğu yerde dikildi. Şahinkanadı eyerinden Rand'a resmiyetle eğildi. ''İzninle... Lord Rand. Borazancı, bize Boru'yla müzik çalar mısın?''
Sayfa 653 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
“Acıyı tahlil etmek, acı her bastırdığında onu tahlile teslim etmek, bunu da içgüdüsel olarak, düşünmeden yapacak hale gelene kadar sürdürmek, bütün acılara tahlilin zevkini ekler. Bu yöntem, tahlil gücünü ve içgüdüsünü abartarak geri kalan her şeyi kısa sürede yutar ve acıdan geriye sadece tahlile tabi, şekilsiz bir iz kalır.”
"Zaman insanların aşklarına ve nefretlerine, işlerine, kavgalarına ve umutlarına ne bir şey ekler ne de onlardan bir şey eksiltir: Eskiden ve bugün olanlar hep aynıdır."
Reklam
Dostoyevski, suç ve ceza kitabında: “herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı” der ve ekler; “çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.”
Bir ihtimal doğdumu, umutsuz kişi yeniden nefes almaya, yeniden yaşamaya başlar. Çünkü, ihtimal olmadan, insan adeta nefes alamaz" der Sören Kierkegaard ve ekler, "İnançlı kişinin umutsuzluğa karşı ebediyen güvenilir bir panzehiri vardır: İhtimal. Çünkü tanrı için her an her şey mümkündür. İmanın, bütün çelişkilerin çözüldüğü hakikati budur."
Gitsem bütün akşamlar geç , sabahlar erken Kalsam bu kent alnıma yeni çizgiler ekler.
Mityacığım neler diyorsun sen
Kadınlar öyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, "Suçluyum, kusura bakma, affet!" demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık!
Reklam
".. kişi kendini zararsız zanneder ve kötülüğüne bir de aptallığı ekler.."
Konuşmak
Çok konuşmak fikrin derinliğinden değil, cehaletin gevezeliğindendir. Bu yüzden Feridüddin Attar "çok konuşanların göğüsleri içinde kalpleri hastadır " der ve ekler: "Çok konuşmak kalbi beden içinde öldürür; o sözler istersen Aden incisi olsun.
Yani edebiyatta başlarım fuzulisine nebisine nabisine ezberleyemiyorum antin kuntin eserler… mesela gelin bana sorun aslı arslanı Beyza Aksoy’u kabalı cartını curtunu valla soru ekler onlarıda çözerim ama iş ciddiye binince olmuyor ya hahsjajal
Sevgili çocuğum, sevdiğin kadından, işlediğin bir suç için af dilemekten Tanrı korusun seni! Hele sevgilinden, en çok ondan; ne kadar suçlu olursan ol! Kadınlar öyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, "Suçluyum, kusura bakma, affet!" demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık! Bak şeker kardeşim, sana açıkça ve kısaca söyleyeyim: Kendini bilen her erkek, şu ya da bu kadına kulluk etmeli, inancım böyle, inancım değil de duyuşum bu. Erkek yüce gönüllü olmalı; erkek bununla lekelenmez! Büyük kahramanlar, Sezar bile lekelenmez. Gene de af dilemeye kalkma; asla, hiçbir nedenle yapma bunu.
Sayfa 791 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Delikurt Yayımlanıyor: Atsız'ın dördüncü romanı Deli Kurt, 15 Mayıs 1958'de Akşam gazetesinde tefrika edilmeye başlar. Akşam gazetesinin, 14 Mayıs'ta Cumhuriyet'te çıkan resimli ilanı şöyledir: "Yüzbinlerin okuduğu BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ ve BOZKURTLAR DİRİLİYOR'dan tam on yıl sonra NİHAL ATSIZ 3 üncü büyük romanını AKŞAM
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.