Bunlar nasıl meseleler komutanım? Kim kiminle çekişiyor? Niçin? Ekmek isteyenlere, varsa ekmek verilir. Duraklanmaz. Ekmek yoksa katlanılır, istenmez! Hayır. Bu dünya, bizim, savaş patlayınca bırakıp gittiğimiz dünya olamaz. Biz demek ki savaşa gitmedik, eski dünyamızdan çıkıp gittik. Sonra bir başka dünyaya, bize yabancı bir dünyaya savrulduk. Dış görünüşün eskisine benzerliği yalan... Alçakça bir oyuna geldik bizler, komutanım... Düşmanlarımız bizimle eğleniyor. Dayanılır mı buna? Dayanır mı hiç?
Anlatır sana özlemini gözlerim Ben her iki cihanda seni isterim Ne bir dilim ekmek,ne de bir yudum su Bu tren nerede duracak kim bilir Sen ol yeter,gerisi bana vız gelir İçimde bir korku var sensiz ölmek korkusu
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
Olurdu bazen böyle. Trende vapurda balkonda bir şiir okuyunca ekmek almak için arka sokaktaki fırına giderken, duyuverdigin şarkıdaki bir kelime tanıdık gelince.
Ekmek, şarap ve şiirle Geçiyor günüm
Sayfa 450 - Kırmızı Kedi Yayınevi
“Kötü kalplinin vereceği ekmek insanın ağzını çakıltaşıyla doldurur."
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Uranya'ya, "Bu nasıl herif ? lnsanla lakırdı bile et­miyor; Ya tavana bakıyor; ya halıya!" diyordu. Uranya müşterilerini haksız bulamazdı; kadına kız­ dı: "Biz gençliSimizde ölüyü diriltirdik Sizin gibi mıy­ mıntılar çalışacak da biz de ekmek yiyecegiz!" dedi. So­ murtarak kadını elinden yakaladı; gülerek Tevfik'in odasına girdi.
Desem Ki Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar
Açlıktan kıvranan insanlara ot yiyin diyen Foulon! Bir kuru ekmek veremediğim yaşlı babama ot ye diyen Foulon! Anasının kuruyan memesinden süt ememeyen bebeğe ot em diyen Foulon! Ah bu Foulon! Tanrım ne acılar çektik! Duy beni ölen bebeğim ve eriyip giden babacığım!
Can yayınları, Mayıs ~2023
268 syf.
8/10 puan verdi
Bukowski çok tartışmalı bir isim. Kimisi Edebiyat dünyasına bile almaz, ciddiye almaz Kimisi için ise efsanevi bir isimdir. Benim için de realist ve tokat gibi çarpıcı bir isimdir bukowski. Hayatın içinden biridir, kasıntı değildir asla. Zorlama hiç değildir, neyse odur Bu yüzden bukowski'ye karşı hep bir sempatim vardır. Altı cizilesi, alnı öpülesi çok çarpıcı ve gerçekçi sözleri vardır. Herkese uymaz ama benim için okunması gereken bir isimdir :)
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126.8k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.