👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇
Hadîs-i
Şerîfte Buyrulur :
“Kim Bir Kavme Benzemeye Çalışırsa,
O da Onlardandır .”
( Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031 )
Hristiyan Âlemîn in Mukaddes Sayıp Kutladığı Yılbaşını Kutlamak, İslâm Şahsiyet ve karakterine Aykırıdır. Zira yegâne hak dîn olan İslâm mükemmeldir. Mükemmelin ise artık hükmü bitmiş ve tahrife uğramış bir dinden alacağı hiçbir şey yoktur.
Ayrıca hiçbir mukaddes gün, nefsânî eğlencelerle, haramlarla, şeytânî çılgınlıklarla idrâk ve ihyâ edilmez. Sadece bu hakîkat bile yılbaşı kutlamanın, ne kadar bâtıl bir âdet olduğunu ifadeye kâfîdir.
Namazın her rekâtında okuduğumuz Fâtiha’nın son âyetinde;
“…Gazaba Uğrayanların
Ve Sapıkların
( Yoluna ) Değil.”
( El-Fâtiha, 7 )
Buyrularak,
İslâm dışındakilerin Yoluna uymaktan îkaz Edilmekteyiz.
Gayr-i müslimlere veya Fâsıklara benzeme ve Onların nefsânî hayat Tarzlarını taklit etme Hastalığı, îmânı tehlikeye Atan hususlardan Biridir. Îman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî Yozlaşmaların birçoğu, bu Tür taklitlerle başlar. Taklit, Zamanla alışkanlık ve huy Haline gelir. Sonrasında İse Şekli Beraberlik, Zihni Beraberliğe, Zihni Beraberlik İse Zamanla Kalbî Beraberliğe Kadar Gider .
Velhâsıl Her Müslüman ; Hayatının Her Safhasında, İslâm Şahsiyet, Karakter Ve Vakarına Yaraşır Bir Duruş Sergileyip
Gayr-i Müslimlerin Âdetlerinden Uzak Durmakla Mükelleftir.
👆👆👆👆👆👆👆👆👆👆