Kader, elbette cesareti sever, günkü ancak cesur olanlar imkânsizin mümkün olabilecegini yayarlar evrene. Rezonans kanunuyla olmazlari oldurabilme becerisine sahip insanoglunun sig sularda aci içinde kivranmasi, sonsuz yeteneklerine kargi yapabilecegi en büyük haksizlik. Dünyay, kurtarabilme potansiyeline sahipken günü kurtarmay zaferden saymaya son vermenin zamani geldi. Rezonans kanununu hatirlayin, hemen şimdi kullanmaya başla
269 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Aşk nerede tam olarak? İlk kitaptan dolayı beklentim çok yüksek değildi, çerezliktir diyordum tıpkı ilk kitap gibi ama bu kitap çerezlik bile değildi. Dante olabilecek en soğuk erkek karakterdi. Tamam, ölmüş eşine saygım sonsuz ve duyduğu aşk da son derece güzel ama Valentina'ya yazık değil mi? Adamın ağzından bir kez "Seni seviyorum" cümlesi duymadan kitap bitince açıkçası bolca küfür ettim. Ne okudum ki ben şimdi? Ve Valentina her şey yerli yerine oturmuş gibi mutlu mesut devam ediyor kitabın sonunda ama hiçbir şeyin romantizmle uzaktan yakından alakası olmadığının farkında olması gerekmez miydi? Elbette bazen kitaplarda sonuçsuz sonlar da olur ama yazar kitap boyunca mutlu sona hazırlıyor okuru. Heh diyorum, şimdi çözülecek Dante ama çözülüyor mu? Tabii ki hayır. Valentina'yı kullanmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Valentina da okuduğum en vasat karakterlerden. Böyle bir dünyanın içine doğan birisi nasıl bu kadar sığ olur anlayamadım. Kitabın tek güzel olayı Bibi'nin sonunda Tomasso'dan kurtulmasıydı. Sanırım Dante'nin yaptığı tek iyi şey, bu konuda Valentina'ya yardımcı olmasıydı. Sevmedim, sevemedim. Diğer kitapları okur muyum? Evet çünkü merak ettiğim karakterler var ama beklentimi daha da düşüreceğim kesin.
Görev
GörevCora Reilly · Nemesis Kitap · 202444 okunma
Reklam
Ne söylediğine değil, Nasıl davrandığına Odaklanın
Duygusal işkencenin şiddetini ve etkisini arttıran, sürecin uzamasına neden olan önemli faktörlerden biri de manipülatörün konuşma ve ikna etme kabiliyetidir. Nüktedanların karşısındaki insanı etkileme ve yönlendirme becerileri yüksektir. Elbette ağzı her laf yapanın ya da güzel sözler sarf edenin bir manipülatör olduğunu söyleyemeyiz. Burada mesele güzel sözler sarf edebiliyor olmak değil, güzel sözlerle perdelenmiş olumsuz kodların (düşüncelerin, inançların) karşı tarafa aktarılması ve benimsetilebilmesidir.
Sayfa 81
Elbette zamanımızın çoğunu arkadaşlarımızın ve tanıdıklarınızın gözlerinin içine bakarak geçirmiyoruz. Ama yine de hayatınızda gözleri ruhunuza işleyen birileri olmuştur.
Katranı kaynatsan olur mu şeker ...
İnfaz savcısına döndü: «Mektuplarımı baba­ma verirsiniz, değil mi?» dedi. «Elbette veririz,» dedi savcı. «Bize güvenin yok mu?» «Yok tabii,» dedi Yusuf. «Size niye güvene­yim?» «Veririz, veririz. Merak etme sen,» dedi sav­cı. Ve infaz savcısı, sözünde durmadı: Yusuf’un yazdığı iki mektuptan birini,köylülerine, akra­balarına yazdığı ikinci mektubu yerine iletme­di.
Sayfa 254 - Can Yayınları 2. Baskı 1986Kitabı okudu
Elbette size verilen görevi yaptınız ..
Yazdırılma işi tamamlanınca Ali Elverdi tuta­nağın bir kopyasını alır, büküp cebine koyar. İki avu­katın önünden geçerken durur: «Sizler avukat olarak görevlerinizi sonuna kadar yaptınız. Ama bu iş başka iş,» der. «Elinizdeki her imkânı kullandınız. Mukadderat böyle imiş. Allah taksiratlarını affetsin.» İnfaz savcısı, coşku içinde atılır: «Görevlerini yaptılar tabii. Ama biz de yaptık.» Ali Elverdi yürür gider.
Sayfa 287 - Can Yayınları 2. Baskı 1986Kitabı okudu
Reklam
Madem manevî hâcat-ı zaruriyeye istinad eden manevî vazifeler var. Ve o vazifelerin en mühimmi, ebed yolunda seyahat için pasaport varakası ve berzah zulümatında kalbin cep feneri ve saadet-i ebediyenin anahtarı olan imandır ve imanın ders ve takviyesidir. Elbette o vazifeyi gören ehl-i marifet, herhalde küfran-ı nimet suretinde kendine edilen nimet-i İlahiyeyi ve fazilet-i imaniyeyi hiçe sayıp sefihler ve fâsıkların makamına sukut etmeyecektir. Kendini, aşağıların bid'alarıyla, sefahetleriyle bulaştırmayacaktır! İşte beğenmediğiniz ve müsavatsızlık zannettiğiniz inziva bunun içindir.
Ve madem kabir kapısı kapanmıyor ve madem kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal her ferdin en mühim meselesidir. Elbette milletin itaat ve hürmetine istinad eden vazifeler, yalnız milletin hayat-ı dünyeviyesine ait içtimaî ve siyasî ve askerî vazifelere münhasır değildir. Evet, yolculara seyahat için vesika vermek bir vazife olduğu gibi ebed tarafına giden yolculara da hem vesika hem o zulümatlı yolda nur vermek öyle bir vazifedir ki hiçbir vazife, o vazife kadar ehemmiyetli değildir. Böyle bir vazifenin inkârı, ölümün inkârıyla ve her gün ‎ اَلْمَوْتُ حَقٌّ‎ davasını, cenazelerinin mührüyle imza edip tasdik eden otuz bin şahidin şehadetini tekzip ve inkâr etmekle olur.
Elbette bir acı yaşadım. Kanatlarım kırıldı. Elbette en kötüsünü gördüm. Şurada yaralarını usul usul, yaygara etmeden sarmaya çalışan bir kadınım.
Sayfa 48 - Doğan Kitap 36. BaskıKitabı okuyor
''Kaliteli kadın diye bir şey yoktur, bu bir idealizasyondur. Elbette bazıları diğerlerinden daha iyidir ancak mükemmel kadını bulamazsınız, mükemmel kadını yaratırsınız. Samanlıkta iğne aramak diye bir şey yoktur - bu Kıtlıktır / ONEitis düşüncesi - önemli olan kendinizi ve özel olarak birlikte olduğunuz herhangi bir kadını kendi çerçevenize göre şekillendirmektir.''
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.