Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Devlet hayatında samimi eleştiri şarttır. Eleştirisiz devlet, kısa zamanda çöker."
Sayfa 48 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Sanırız siz de farkındasınız; Türkiye'de ne zaman ülkemiz için yararlı, gerekli büyük bir proje hazırlansa beraberinde sistematik bir karşıtlık dalgası, eleştiri furyası, karalama kampanyası otomatik olarak başlıyor. Ülke ve milletin geleceği ve menfaati için en elzem girişim ve stratejik hamleler, en parlak başarılar bile birtakım çevreler tarafından aşağılamalara konu edilebiliyor. Bu eleştiri/muhalefet görünümlü karalama ve algı kampanyaları söz konusu girişimlerin olumlu neticeleri ortaya çıkmaya başladıktan sonra da sürdürülüyor.
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
Dövüş Kulübünün İlk Kuralı: Dövüş Kulübü Hakkında Konuşmamak
Chuck Palahniuk'un "Dövüş Kulübü"yle ilgili tartışmalarda eleştirmenler genellikle romanın derin politik mesajlarını ve erkek kimliği ile şiddetin yoğun keşfini vurguluyorlar. Ancak, romanın edebi tarzı ve sanatsal değeri daha az ilgi görüyor. Bunun nedeni, muhtemelen kitabın internet arşivlerin kalıcılığından önceki bir dönem olan
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,7bin okunma
Öyle görünüyor ki Müslüman toplumun önce bir sakinleşmeye, aklın analitik gücünü tezyif eden duygusallıktan arınmaya ve güncel sorunların etkisinden uzaklaşmaya ihtiyacı vardır. Bu duygusallıklardan arındıkça eleştirinin kendisinin bir düşünme faaliyeti olduğunu keşfederek eleştiriye hakkını teslim edeceğiz. Bileceğiz ki eleştiri yok ise düşünme yoktur. Düşünmek eleştirmek, duyuların bize gösterdiğini tahlil ederek hakikati daha farklı bir yerde ve formda arama cesareti demektir.
Çağdaş İslam dünyasında düşünce ve eleştirel yoksunluk
Eleştiri ile bilim-düşünce arasındaki ilişki bir sebep sonuç ilişkisidir. Çağdaş İslam toplumunda bilim ve düşünce hayatı gelişmiş değildir çünkü eleştiri yok veya eleştiri yok, düşünce ve bilim gelişmiyor. Her ikisi de doğru hükümlerdir. Eleştiri yok ise ne vardır? Eleştiri olmadığında onun nedeni olabilecek müşkülpesentlik ortadan kalkmıyor, beğenmeme durumu değişmiyor, sistematik eleştirinin yerini mutsuzluk, anlamsız tepkiler ve duygusal kırılmalar ve sonuçta da kopuşlar alıyor. En kötüsü ise bütün bu duygusallıkların "eleştiri" ve ""muhalif" tutum gibi telakki ediliyor olmasıdır. Bu da başka bir sorundur. Yaklaşık birkaç asırdır İslam toplumunda görülen aydın hareketlerindeki en ciddi açmaz, duygusallık ile eleştirel yaklaşımın birbirine karıştırılmasıdır.
Duygusallıktan arındıkça eleştirinin kendisinin bir düşünme faaliyeti olduğunu keşfederek hakkını teslim edeceğiz. Eleştiri yok ise düşünme yoktur. Düşünmek; eleştirmek, duyuların bize gösterdiğini tahlil ederek hakikati daha farklı bir yerde ve formda arama cesareti demektir.
Reklam
Birisine öğüt vermek, akıl vermek, onun yanlışını söylemek, senin de nefsini besler. Senin nefsin de kibirle ilişkisini kurar. Bu da karşındakine daha zalimce davranmana neden olabilir. İşte bu nedenle, öğüt doğrudan karşındakine verilmez. Öğüt, eleştiri, ders vereceksen, genele anlatmak, bir hikâyenin içinden kıssa çıkarmasını sağlamaktır doğru olan. Tersi kırgınlıktır, kırmaktır, üzmek üzülmektir. İyi niyetle başlanan bir işte yarım kalmaktır.
Bende, görüşünü savunurken tek bir eleştiri duymak istemeyen bir yazar hali var !
Sayfa 349Kitabı okudu
Yozlaşmanın sınırlarında...
Ataç'a göre Türk kültüründe Batı'yla uyumlu ögeler aramanın anlamı yoktur. Batı her şeyiyle alınmalı, eski kültürümüz her şeyiyle değişmelidir. O kadar ki Nurullah Ataç ortaöğretimde Latince ve Grekçe öğretilmesi ve yeni kuşakların Batı kültürünü kaynağından öğrenerek tam bir Batılı gibi yetişmesi gerektiğini söyler. Yerli kültürümüzde dayanacak hiçbir olumlu şey yoktur ona göre. Çünkü bizim olumlu bulduğumuz şeyler rasyonel bir eleştiri sonucu edinilmiş bir beğeniden çok bir duygusal yatkınlığa dayanmaktadır. Ancak Batılılar bu değerleri beğenirse ayrı: "Bizim halk sanatımız bizim duygularımızı okşar ... bu da onların değerini anlamamıza, onları salt güzellik bakımından incelememize engel olur. Oysa bir Avrupalı onların karşısında duygulanırsa iş değişir. Bu, onlarda gerçek bir sanat değeri olduğunu gösterir."
İlk olarak dikkat etmen gereken şey, seni eleştirenin kim olduğu. Çoğu zaman eleştiri hassasiyeti olan insanlar, sadece duyduklarına odaklanırlar, kimin söylediğine değil. Aslında çoğu zaman söyleyenin kim olduğu eleştirinin içeriğinden daha önemlidir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.