Geoffrey Chaucer ve İngiliz Edebiyatı (Başlarken)
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
Realism vs. Naturalism
Doğalcılığı gerçeklikten ayıran başlıca özellik, önemli ile önemsizi, yani gerçekliğin belirleyicisi ile belirleyicisi olmayanı ayırt edememesidir. Doğalcı sanır ki gerçekliği yansıtmak ayrıntıları sayıca çoğaltmakla mümkündür. Uzun, ayrıntılı betimlemeler, kişinin, nesnenin ya da bir olayın ayrıntıyla anlatılması, bir fotoğrafın doğruluğuna özenmenin sonucudur. Bu yöntemle yüzey gerçeklik, görüngü aynen aktarılabilir belki, ama tipik olan anlatılmış olmaz. Ne bireyle toplum ne de bireyle doğa arasındaki ilişkilerin tarihsel anlamlılıkla bir bağı kalır. Zaten hiçbir yazar hayatı ya da ondan seçtiği bir parçayı bütün ayrıntıları ile anlatamaz.
Sinemada Siyahi Başkan ve Obama
Walter Benjamin'in 19. yy Parisi'ni aydınlatmak için Charles Baudelaire'in şiirinden yararlandığı gibi biz de bugünkü tarihsel dö­nemle ilgili eleştirel bir içgörü ve bilgi elde etmek için filmlerden yararlanabiliriz. Filmler tarih, sosyal teori ve eleştirel olan medya/kültür araştırmalarıyla birlikte isabetli bir biçimde kullanıldıklarında,
G. Orwell okumalarına 1984 ile başlamış biri için “Hayvan Çiftliği” belki bir yolculuk kitabı belki yoğun içeriği ile yoran kitaplar arasında soluk alınacak bir kitap olarak okunabilir. ———— SPOILER İÇEREBİLİR. —————— * Napoleon ( lider domuz) ; Bay Jones’ ı( çiftlik sahibi) , tebeası altında olanları korkutmak ve akılları da fazla çalışmayan
Burada akla Dağcı'nın niçin hatıralarını bir anı şeklinde değil de, bir roman olarak yazmaya başladığı sorusu gelmektedir. Yaptığımız araştırmalarda bunun iki sebebi olabileceği sonucuna vardık. Birincisi bu durum, siyasi kaygılardan kaynaklanmış olmalıdır. Yazdıklarından ötürü ya Nazilerin ya da Sovyetlerin gazabına uğramaktan endişe eden Dağcı bu yola başvurmuş olabilir. Çünkü romana başladığı sırada, Nazilerin yenilgisi kesin olmakla birlikte savaş henüz sona ermemişti. Savaştan sonra yeni dünya düzeninin nasıl şekilleneceği meçhuldü. Zaten Dağcı'nın savaştan önce doğup büyüyüp yetiştiği Sovyet coğrafyasında, tarihi gerçekleri edebi eserlerde satır aralarında yansıtma yönünde bir gelenek gelişmişti. Dağcı'nın da bu geleneğe uyarak yaşadıklarını bir edebi eserde, romanında dile getirmek istemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Dağcı Kırım'dayken katıldığı Yazarlar Birliği'nin yıllık toplantılarında şair ve yazarların eserlerinin Sovyet ideolojisine uygunluğunun eleştiri konusu yapıldığına şahit olmuştu. Nitekim Dağcı'nın savaş anılarıyla ilgili olarak yazdığı temel romanları olan Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam ve Biz Beraber Geçtik Bu Yolu'da Nazi kelimesi hiç geçmemektedir. Komünizm ve Bolşevizm kelimeleri de nadir olarak kullanılmaktadır. Ayrıca eserde, Türkistan Lejyonunda ve Milli Türkistan dergisinde görev yapan şahısların hiçbirinin isimlerine yer verilmemektedir. Yer verildiğinde de takma isimler kullanılmaktadır. Mesela, esir kamplarını ziyaret eden büyük Türkistan lideri ve fikir adamı Mustafa Çokay'ın ismi Tokay Bey olarak geçmektedir.
Sayfa 97 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Savaşın Romanı Yazılıyor"Kitabı okudu
Reklam
80 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.