Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hemmedâ
Ay bir iftar gibi üzüm salkımında Dolaşan bir mimar mermer bir mimberde Döne döne inen Ayın bölünmesinden doğan Elhamra Ay bir zeytin dalı Kurtuba'da Mısır'da ışıklı bir hurma
Bilimler ve Bilgelik
Elhamra sarayında veya Gırnata’daki Cennetülarif’te olduğu gibi İsfahan veya Şiraz’da da hayran kaldığımız hâlleriyle Endülüs ve Fars bahçeleri, cennetin bir timsalidir. Nitekim Farsçada ‘firdevs’ bahçe, cennet bahçesi anlamına gelir.
Sayfa 110 - Timaş YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ah Endülüs..
Gırnata’da Siyera Nevada Dağları eteğinde, mütevazi ve sade bir cephe altında, İslâm medeniyetinin fevzini, gösterişini anlatan lacivertli, kırmızılı ve altın yaldızlı süslerinin, güneşin yansımasıyla, bir cennet güzelliği halinde parladığı Kal'atü'l-Hamra veya sadece Elhamra denilen saraya hayran oldu. Dört yüz sene evvel divanhanelerinde dünyanın en derin âlimlerinin, en yüksek şairlerinin, en büyük filozoflarının -ki hepsi Allah'ın birliğine inanmış birer Müslüman'dılar- İslâm hüküm- darları tarafından ne derece yüceltildiklerini bir daha hatırladı. Sarayın arslanlar, iki kız kardeş, İbn-i Saraç ve adalet dairelerini ziyaret etti. Arslanlar avlusunda Elbereke denilen havuz başında daldı. Bu havuzun etrafında Ibn-i Saraç ailesinden, Ispanyolların boğazladıkları otuz altı kişinin kanlı başlarının bu havuz içine atıldıklarını gözünün önüne getirdi. Islâm'ın merhameti doğrultusunda Hıristiyan yobazlığının ne cehennemvari bir çirkinliği olduğunu bir kere daha anladı. Sarayın ilk önce mermerden zannettiği kabartma süslerinin alçıdan imal edildiğini öğrenince bunların beş buçuk asır sağlam kalması için, inşaatı sırasında Islâm mimarlarınin ne gibi ustalıklara müracaat ettiklerini anlayamadı. Eski süslemelerin zarafeti, inceliğiyle, son zamanda Ispanyollar tarafından yapılan restorasyonun kabalığı dikkatini çekti. Dünyada güzellikte eşi bulunmayan bu zarafet mihrabının pirinçten kapısının okkayla satıldığını, İbn-i Saraç dairesinin oymalı kapılarının odun diye yakıldığını ve bu süslerin kireçle nasıl kıyılmadan badanalandığını, Katoliklerin kıymet bilmezliğini düşündü ve kan ağladı.
YAZMAM DAHA AŞK ŞİİRİ Oydu bir bakışta tanıdım onu Kuşlar bakımından uçarı Çocuk tutumuyla beklenmedik Uzatmış ay aydınlık karanlığıma Nerden uzatmışsa tenha boynunu Dünyanın en güzel kadını oydu Saçlarını tarasa baştan başa rumeli Otursa ama hiç oturmaz ki Kan kadını rüzgardı atların Hep andım ne yaşanır olduğunu En çok neresi mi ağzıydı elbet Bütün duyarlıklara ayarlı Öpüşlerin türlüsünden elhamra Sınırsız denizinde çarşafların Bir gider bir gelirdi işlek ağzı Ah şimdi benim gözlerim Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor Bir kadın gömleği üstümde Günün maviliği ondan Gecenin horozu ondan
Cemal Süreya
Cemal Süreya
"Sayın vezir, Fernando'ya sunmak istediğiniz Elhamra Sarayıdır, güzeller güzeli, harikalar harikası Elhamra. Çevrenize bir bakının kardeşlerim, gözelerinizi yavaşça çevrenizde gezdirin ve babalarımızın dedelerimizin, az bulunur güzel bir mücevher gibi oymalarla süslediği bu odaya bakın. Bir daha belki adım atamayacağınız ya da belki ancak köle olarak girebileceğiniz bu odayı belleklerinize kazıyın ki ilerde anımsayabilesiniz."
Sayfa 59
Bizde estetik deneyimi ortaya çıkartan şey, sanat eserinin bize bir bütün olarak hitap etmesidir. Süleymaniye Camii, sadece kubbesi, kemerleri, hatları yahut akustiği ile değil, bütün özellikleriyle birlikte bir “sakin güç” olma duygusunu uyandırır. Elhamra Sarayı, yalnızca taşlarının rengi yahut aslanlı bahçesiyle değil, bir bütün olarak Endülüs estetiğinin duygusunu, dokusunu ve zarafetini yansıtır. Dolayısıyla burada düşünen özne ile düşüncenin konusu olan varlık (nesne) arasında Aristo'nun ifadesiyle “izomorfik” bir ilişki vardır: Ancak türdeş olan varlıklar birbirlerini anlayabilirler. Sanat eserinin mânâsı ile idrakimiz arasındaki irtibat, gerçeklik ile zihin, varlık ile idrak arasındaki ilişkinin bir tezahürüdür. Sanat, bu bütünlüğü ve sürekliliği en çarpıcı şekilde ortaya koyan düşünme ve eyleme biçimidir.
Reklam
Seni sevmek, hazalım acılar içinde kıvranan bir güvercinin yüzündeki tebessüm olmaktır seni sevmek, hazalım
Nâsırlar döneminden kalma Elhamra Sarayı Kur'an-ı Kerim'den ayetlerle süslenmişti. Bu ayetler çiçek desenleriyle bezeli paneller üzerine Küfi harflerle yazılmıştı. “Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla. De ki: O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. O'ndan çocuk olmamıştır, kendisi de doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir.” diye yazıyordu bir salonun duvarlarını çepeçevre saran göz hizasındaki bordürün üzerinde. Aynı kompleks içinde yer alan Torre de la Cautiva'nın ana salonundaki panel üzerinde ise iç içe geçmiş geometrik desenler ve yaprak desenleri arasına yerleştirilmiş harfler göze çarpıyordu. El mülk li-llah (Mülk Allah'ındır) yazısının içindeki harfler uzuyor, önce bir yarım daire çiziyor, sonra da El-'izz li-llah (Zafer Allah'ındır) yazısının harfleriyle birleşiyordu. Yani bu panelde söz ile imge ustalıkla bir arada kullanılmış, böylece ona bakan herkesin İslami görüşün temellerini hatırlaması amaçlanmıştı.
Sayfa 128Kitabı okudu
İnsanların hayatını kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı'nı ve Selimiye'yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar.
589 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.