Ne kadar az bilirsen bilmek istemediğin şeyleri, o kadar az incelir derin, incinir kalbin. O kadar az kanarsin. Böyle bakınca aslında cehalet o kadar kötü bir şey değildi.
"Sen şunu iç, ben seni manevi Romani yapacağım. İyidir bu iksir, Daki dey(Anneanne) ta nerelerden yolladı."
O da kim diye sormadı Cihan. Bir yudum almasıyla tükürmesi bir oldu. "Iyy. İğrenç!"
"İğrenç ha? dedi Balaban gayet sakin. Aniden çevik bir hareketle Cihan 'ın kafasını geriye yatırıp maiyi ağzından içeri boca etti. Yarı boğularak, yarı öksürerek neticede içti.
" Ala "dedi Balaban. Yeleğinin cebinden uzunca bir mendil çıkarıp Cihan ın başına bağladı." Bu bahar ailemize dahil oluyorsun. Haydi hayırlı olsun! "
O günden sonra bir hafta boyu içtiği iksiri sayesinde miyoksa hiç sahip olmadığı talihi sayesinde mi bilinmez Cihan illeti nihayet yendi. Ölüm gelip yollamıştı şöyle bir. Yanına almak istemişti. Sonra kim bilir hangi sebepten, bırakmıştı yaşasın.
Sayfa 246 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor
"Elif" küçük kızın boyuydu, "be" nin altındaki nokta yanağındaki bendi kızın... "Te" nin iki noktası gözleri... Her harfte kızın bir özelliğini bulmaya çalışıyordu Kays...
Onuncu kural: Ne yöne gidersen git, Doğu, batı, kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir Seyehat olarak düşün ! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.