Bunu başkalarına anlatacağını aklından çıkar. Zaman, şu andır. Tadını çıkar.
Hatalarım oldu, fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım
Reklam
ruhum adeta mağfiret yağmuruyla yıkanıyordu.
Halbuki ne ateşler vardı içinde. Söndürdü her birini elleriyle. Başkalarını uzlaştırayım, ortamı yarıştırayım diye kendinden uzaklaştı günbegün. Çocukken tam olarak çocuk, gençken tam olarak genç olamayacaktı bir türlü; hep yaşından fersah fersah önde.
Sayfa 33 - PeriKitabı okuyor
Ortalık, üniversite mezunu işsizlerle dolu. Emekliler meteliğe kurşun atıyor. Yetişkinlerin hayal kuracak bir dakikası bile yok - kısacası "hayatın katı gerçeklerine karşı, sabah dokuz akşam beş, günde tam sekiz saat ev geçindirmek için, çocuklarının okul parası için mücadele ediyorlar. Dünya hiç şimdiki kadar kamplaşmamıştı. Din savaşları, soykırımlar, gezegeni hiçe saymalar, ekonomik krizler, buhranlar, yoksulluk kol geziyor. Herkes dünyadaki sorunların ya da kişisel dertlerinin hiç olmazsa bir kısmından kurtulmak için acil çözümler arıyor. Bense kalkmış, kökleri bugünün tehditlerinden uzağa, çok eskilere uzanan ruhani bir geleneğin peşinden koşuyorum hâlâ,
Reklam
İnsana sevdiğinden bir kitap okunması...
Sayfa 167 - Destek Yayınları
İşte bütün mesele ölümü unutmamaktadır, bu gerçekle yaşayan birisi hayatın hep doğru tarafinda durmaya çalışır ve iyilik dışında aklında bir şey olmaz. Ölümü unutunca ise dünya nereye istiyorsa oraya sürüklenir gideriz.
Sayfa 165 - Destek Yayınları
Hayatta hiçbir şey, dışa vurulamayan kızgınlık kadar zarar vermez insan ruhuna.
Bazen bir yere has aksaklıkları ya da ayrıntıları daha iyi kavrayanilmek için ya "el" olmak gerekir ya bigane.
Reklam
Burjuva sofralarda onca kelam ikram.Sigar,sohbet,siyaset.Marka ayakkabılar ve marka elbiseler ,ama en önemlisi , tasarımcı elşnden çıkmış çantalar.Hemcinslerinin kılık kıyafet takıntısını bir türlü anlayamıyordu Peri.Bazı kadınlar çantalarını uzak diyarlarda savaş meydanlarında kazanılmış ganimetler gibi gururla taşıyorlardı.
Ya Rabbim, hayvanların seslerini, ağaçların hışırtısını, suların şırıltısını, kuşların cıvıltısını, rüzgârın fısıltısını ya da göklerin gürültüsünü duyduğumda hep Sen'in birliğini idrak ederim; Sen'in her yerde hazır ve nazır en yüce kuvvet, arif-i mutlak, hâkim-i mutlak olduğunu hissederim.
Bu toplum tıpkı yalnız kalmaktan korkan bir çocuk gibi ha bire sosyalleşmek istiyordu.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.