"Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın."
Temmuz ayını (Son 30 günü) 17 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 6 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
TEMMUZ AYI
1-)Grapon Kağıtları(Didem Madak)
2-)Notre Dame'nin
Ben bu siteye bu kitap sayesinde girdim biliyor musunuz:))
Önce Bernard Shaw a nerden başladığımı yazmam gerek. Belgeselcilikte şahane bir kültürümüz olmasa da bence kıyıda köşede kalmış çok güzel yapımlar var. Bunlardan biri kesinlikle "Kentler ve Gölgeler ". Program için ayrı bir inceleme yazılmalı ama ben Bernard Shaw
Herkesin hikâyesi başka,
Herkesin yükü kendine göre ağır.
Herkesin dışavurumu kendine özgü.
Kimi kapanır içine, kimi haykırır insanların yüzüne.
Kimi alır eline kalemi, yazar gücü yettiğince.
Rupi Kaur
Tesadüf eseri tanıştım kalemiyle.
Neden bilmem ama tesadüfler hep iyi gelmiştir bana. Birkaç dize okuyup bırakırım derken üslubu oldukça farklı
Bohumil Hrabal (1914-1997), 1950’lerde başladığı yazarlığa, kendi döneminin yasakları ve baskıları nedeni ile kitaplarını 1960’larda çıkarmaya başlamış ancak yine de bir çok dönemde ‘yer altı yazarlığı’ yapmıştır. Kitabın son sözünde, yazarın kitaplarının, kendisininde onayladığı bir kaç versiyonunun bulunduğunu ve bunun nedeninin baskılardan kaçması
Hepimiz yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.
Belki olgunken, belki genç yaştayken.
Ama, hep arıyoruz; kendimizi, yolumuzu, yolun varacağı yeri,karşımıza çıkacakları ve daha birçok şeyi...