Sabahın ilk ışıklarıyla yola düşen emekçiler… Bir lokma ekmek uğruna saatlerce gerek fiziken gerek zihnen çalışan emekçiler… Pazar yerlerinden artık meyve sebze toplayanlar… Oğluna pantolon alamadığı için intihar eden babalar… Okul harcı ödeyebilmek için inşaatlarda çalışmak zorunda kalan öğrenciler… Aşevlerinin kapılarında karın doyurmaya çalışan
Sanırım Cat ve Bones'a ait son kitabı okudum. Yazar seriye yan karakterlerle devam etmiş ama bu hikayenin de sonunu güzel bağlamış bence. En azından tuhaf bir şekilde de olsa bir aile olabildiler.
Kitap bol aksiyonlu ve yine Bones'un Cat'ten gizli kapaklı çevirdiği işlerle doluydu. Yahu, bir kez de şu kıza anlat ne yapacağını da onu da bizi de böyle kahreyleme be adam!
Ama yok. İkisi de kendi başına buyruk işler yapmaya devam ettiler yine. Büyün düşmanlar yok edildi. Dostlara veda edildi ve bir seri de böyle bitti. Yan karakterlerin kim olduğuna bakmadım ama Ian ve Katie diye tahmin ediyorum. Kitaplar elimde ama bakmayacağım. Sürpriz olsun ;)
Herkese Merhaba,
Çok büyük bir hatanın içinden çıktım. Bu hata bu seriyi okumam oldu. Neresinden tutsam elimde kalıyor.Kendime işkence etmeyi çok severim ama bu benimde boyumu aşıyor. Aksiyonu- fantastiğide kurtarmadı yani, şuanlık seriye devam etmeyeceğim bilmiyorum. Yoksa aşırı iyi bir kurguya sahipti. Benim takıldıklarımlarıma coğu insan
Reis Bey dedim Reis Bey
Asın beni dedim dövün öldürün beni
Suçluyum dedim kahpenin soysuzun biriyim ben
Vatan hainiyim belki de
Çalmadım Öldürmedim ama
Daha kötüsünü yaptım
Na'aptım biliyor musunuz
Halim Beyin deposunda hamaldım geçen yıl
Kaçıncı balyaydı kim bilir
Kaçırmışım keçileri bir ara
Arabalar evler sokaklar alıp başını
"Bu hayata dair hiçbir şey bana asla anlamlı gelmeyecek olsa da elimde değil, paranın üstünü alıyor ve bozuklukların hatalarımızın bedelini ödemeye yeteceğini ümit ediyorum."
Onu kendime doğru çektim, elindeki dutlar toprağa düştü. Bir daha evlenmemizin ne gibi bir sakıncası olabilir ki? Elimde olsa seninle yüzlerce kez evlenirdim.
Dudağıma bir öpücük kondurdu, dutların suyu hâlâ dudaklarındaydı. Sadece yüzlerce kez mi? diye sordu.
Binlerce kez.
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
"Elimde bir gücüm olsa, herkesin aynı şartlar altında yaşamasını, kimsenin ezilmemesini sağlamak isterdim. Ama biliyordum ki böyle bir şey hiçbir yerde olamazdı."