Yoksulluk asla ilahi bir plan değildir. Sömürgecilerin uydurduğu bir yalandır. Yaratanın eğer açlık ve yoksulluk ile insanları hizaya sokmak gibi bir niyeti olsaydı; denizlerde balık, ağaçlarda meyve, toprakta bereketi doğa bize karşılıksız sunmazdı. Birileri bu kaynakların tamamını ele geçirmek için bir düzen kurdular dünyada. Öteki dünya aldatmacasının, beyin işgalinin altında da bu sebep yatar. Oysa her insana aklı, vicdanı ve emeği karşılığında ihtiyacı olan her şeyi doğa kendisine vermiştir. Gücü ele geçirenler sosyal devlet eksikliği ve emeğin örgütsüz güçsüzlüğü karşısında sadece kaynakları değil, emeği bile sömürecek düzeni kurmaktan çekinmediler. Önder Karaçay
"Aşkı toplarız tarlalardan yaz vakti." dedi dedem bize çalşan insanları göstererek. Harman yeri șenlik yeriydi sanki. Emeğin ve alın terinin rahmeti sinmişti Köyünaltı'na. Aşkınan çalışan insanların yorulmadığını onların aşkı hasat etmelerinden anlardık. Alınlarından damlayan terdeki helal kokusunu, karıştığı rüzgârdan
Reklam
• Birçok eleştirmen, sanatın temel özelliklerine değil, eserdeki ahlâksızlık oranına dikkat eder. Bunlar genellikle, halkçı görünerek, sanatın temel özellikleri dışına çıkan eserlere, cinsellik içeren çalışmalara, yoksulluk edebiyatlarıyla süslenmiş hikâyelere önem verirler. Eleştirmenler sanata bir şey katamadıkları gibi, sağlıklı bir eleştiri
Kanun hep daha fazla çocuk yapılmasını istiyordu ki az ücretle çalışacak yeteri kadar işçi bulunsun. Ayrıca işçilerin sömürülmesi emeğin bütün asaletini ortadan kaldırıyor, emek gerçekte değerlerin en kıymetlisi olduğu halde dertlerin en beteri gibi görülüyordu.
Sayfa 37 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Y emeğin bereketi, hem yemekten önce, hem de yemekten sonra el ve ağzı yıkamaktadır.
Helalinden (emeğin) bereketi ve haram ( hazırın) ziyanı..
_ Rahmetli babamın, “Allah helalinden versin," diye ısrarla üzerinde durduğu bir kavram vardı; yani fazla kazanç değil, helalinden kazanç meselesi. Bence bu sözün altında büyük bir hikmet var. Anladığım kadarıyla şöyle ifade edebilirim: Bir; emek ve zaman vereceksin, onu hak edeceksin. İki; elde ettiğinin, kazandığının kıymetini bileceksin. Üç; elde ettiğin kazancın sadece senin için değil, önem verdiğin ekibin için ne anlama geldiğini bileceksin. Dört; sadece şimdi ve burada değil, gelecek için ne anlam ifade ettiğini kavrayacaksın. Bazen haberlerde görüyoruz; Milli Piyango'dan büyük ikramiyeyi kazanan kimi kişiler günün sonunda aile yaşamı, insan ilişkileri ve eş-dost ilişkileri bakımından büyük bir kayıp yaşıyor. Maddi olarak piyangodan önceki hâllerine dönmeleri, hatta daha yoksul hâllere düşmeleri bir yana; çevrelerinde selam verecek insan bulamaz hâle geliyorlar. Para yönetimi bilinmediği için ne “hazıra dağ dayanıyor” ne de kazanılan para ömürlük hâle getirilebiliyor. Para yönetiminin yanı sıra; insanın emek vererek, hak ederek kazandığı paranın bereketi ile emek vermeden cebine girenin zehri piyango örneğinde ortaya çıkıyor.
Sayfa 212
Reklam