Cömertçe...
Ahmet bu dönemde, babası Başbakan olduktan sonra Türkiye’ye genel müdür olarak getireceği prens arkadaşlarıyla yakınlığını sürdürüyor. Bunlardan biri de, çifte pasaportlu Cengiz İsrafil… Bu şahıs Amerika’da yaşıyor ve doğru dürüst Türkçe bile bilmiyor. Hem Amerikan pasaportu var, hem de Türk… Amerikan uyruğuna geçerken, o ülkenin yasaları
Sayfa 128Kitabı okudu
"Özal Amerika'da Reagan ile görüşürken, birbirlerine ülkelerinin gerçekleştirdiği büyük başarıları anlatmaya başlıyorlar. Reagan yeni bir teknoloji geliştirdiklerini ve bu yöntemle ölüleri diriltebildiklerini anlatıyor... Özal da altta kalmamak için Türk atletlerin 100 metreyi beş saniyenin altında koşabildiklerini söylüyor. Reagan son derece şaşırıyor ve bu muazzam rekor karşısında susuyor. Bir süre sonra Reagan Türkiye'ye gelmeye karar veriyor. Reagan'ın bu kararı kendisine iletildiğinde, Özal telaşa kapılıyor. Danışmanı Özal'a bu telaşının nedenini sorunca Başbakan daha önce Reagan'la yaptığı konuşmayı anlatıyor ve diyor ki: - Ya şimdi bu rekorun kırılmasını görmek isterse ne yapacağız? Danışmanı Özal'a verdiği cevapla çıkış yolunu gösteriyor: - Kolayı var efendim. Reagan'ı nasılsa Anıtkabir'e götüreceksiniz. Orada kendisinden Atatürk'ü diriltmesini istersiniz. Eğer başaramazsa, sorun kalmaz. Ama diriltirse, siz zaten oradan kaçarken bu rekoru fazlasıyla kırarsınız."
Sayfa 231 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ajan Gazeteciler
“Emin Çölaşan 7 Ocak 2010 tarihli Sözcü’deki yazısında, “Fehmi Ne İşin Vardı Suriye’de? Kimin Ajanısın?” derken, Fehmi Koru’da Çölaşan’a “Sen de MİT ajanısın” diyordu.”
Sayfa 143 - Enki Yay.Kitabı okudu
Dolarla takviye edilmiş "aydın madalyası"
Emin Çölaşan' ın, bir amerikan kuruluşundan dolarla takviye edilmiş "aydın madalyası" alanların listesi şudur: Ahmt Altan, Ragıp duran, Ertuğrul kürkçü, ışık yurtçu, Ayşenur zarakolu, recep maraşlı, nadire mater, şanar yurdatapan, Mustafa islamoğlu ve sadece 1000 dolar açıklayan Oral çalışlar. Eğer herkese seyyanen bin dolar veriliyorsa, bunun çok az olduğunu ve Abd kuruluşlarının çok cimri davrandıklarını söyleyebiliriz.
Sayfa 344Kitabı okudu
Hürriyet gazetesinin eski patronu Erol Simavi, 27 Mayıs günlerinde başbakanlık müsteşarı olan Albay Türkeş'le bu­luştuklarında aralarında şöyle bir diyalogun geçtiğini gaze­teci Emin Çölaşan'la yaptığı röportajda anlattı: Türkeş: "Erol Bey siz mason musunuz?" Simavi: "Evet masonum." Türkeş: "Ben bu Masonluğu emin olun bilmiyorum. Bana anlatır mısınız?" Simavi: "Masonluk dünya barışını savunmak için evren­sel dayanışmadır. İnsanlığın kardeşliğini savunmaktır. Din, dil, ırk ayrımı yapmamaktır." Türkeş: "Eğer Masonluk buysa beni de kaydedin." Simavi: "Dur hele Albayım, hemen kayıt o kadar kolay değil.
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
– «Oldukça milletçiyim… Oldukça yani.» – «Sol'a falan karşısınız.» – «Sol'a karşıyım. Bizim akidelerimize uymaz.» – «Peki, milliyetçiliğin hangi kesitindesiniz?» – «Türkçe konuşan, Türk bayrağını tanıyan, Türk örf ve âdetleriyle mücehhez bir topluluğuz. Ama bunun içinde Rum'u, Ermeni'si, Yahudi'si de olabilir. Yani ille de adamın Türk kanı taşıması gerekmez. Yani kan merkezine gidip de ille de safkan Türk kanı aramıyoruz… İlle de herifin kan grubunun «RH Hötöröf» gibi bir şey çıkması şart değil… Anlatabildim mi efendim? Böyle bir kan grubu olmadığına göre kendini Türk hisseden, Türkçe konuşan, Türk bayrağını benimseyen herkes Türk'tür.»
Sayfa 395
Reklam
260 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.