Evet, okuyacağınız yazıyı Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, İsmail Saymaz falan yazsa, büyük bir ilgiyle okumanızı sizden istemezdim, beklemezdim de. Ama şu an okuyacağınız yazıyı Nagehan Alçı yazdı arkadaşlar. Gücün yandaşı artık gücün karşısında demek isterdim ama Nagehan'ı hepimiz tanıyoruz. O destek verdiği gücün gölgesinden kaçmaz, belli ki artık gölgesinde serinleyeceği bir güç olmadığının o da farkında! Tarih senin gibi yalaka ve satılmış bir kaleme de bunları söyletti ya, artık ölsem de gam yemem Nagehan!
Yazısı: "Her AK Parti mensubunun kabul etmesi gereken bir konu var. Artık AK Parti’nin de içi fitne-fesat dolu bir kaynayan kazan haline geldi. Aynı şey AK Parti medyası için de geçerli.
Partinin çok önemli kimi isimlerinin AK Parti medyasının bir bölümünde isminin telaffuz edilmesi bile yasak. Diğer bölümünde ise AK Partili başka önemli isimlerin adını anmak yasak.
Açıktan çekişme yok ama büyük bir soğuk savaş var AK Parti medya kurumları arasında. Birbirilerine lakaplar takıyorlar ve sanki doğa haberiymiş görünen ama esasen karşı tarafı incitmeyi hedefleyen tuhaf sözde haberlerle atışma bile yapıyorlar.
Birbirilerini sevmeyen ve birbirilerinin kötülüğünü isteyen bir parti ve medya ortamı mevcut. Bu sevgisizlik de ister istemez riyakarlığı, ikiyüzlülüğü ve güven duygusu eksik olduğu için de tedirginliği artırıyor."