Güçlü görünen bir ağaç; rüzgarlara, fırtınalara karşı sapasağlam görünen türden. Ağacın kalbine kök salan çiçeği var beyaz. Ortalık sakin, her şey yolunda görünüyor, ama mutlu görünen bir sahte mutluluk olabilir mi beliren? Bilinmez, belki öyledir ağaç için; ama onun içini görmeden kesin bir yargı oluşumu güç, bilme zorluğunu ortaya çıkaran da bu zaten. Sonra güçlü tarafı değiştiren belki de kendini güçlü gösteren; ama öyle olmayan tarafı değiştiren, aslında değiştiren demeyelim de gerçekle bizi yüzleştiren bir fırtına çıkıyor. Evet bildiniz.Bunlara dayanamayan taraf, ağaç. Kökleri de tutmaya yetmiyor onu ve bilinen sonuçtan kaçamıyor. Yerle buluşuyor kalbine salmış beyaz çiçeği ile. Beyazın yaprakları kopacak sanırım, yerde rengi de sararmış biraz. Ağaçtan kopmaya yaklaşıyor her bir rüzgarda, her bir dalgalanma yardımcı oluyor buna. Ve evet beklenen bir son daha beyazı koptu onu sarıp sarmaladığını düşündüğü koruyucusundan. Güçlü görünüyormuş; ama değilmiş, hayal kırıklığı imiş dedi, hafif beyaz kalbi kırılmış, mahzun biraz ve belki de üzgün, ama gitmek zorundalığı sarmış onu da gitmesini isteyen ağaç aslında. Yoksa düşmezdi değil mi, beyazın kendinden kopma ihtimalini düşünüp tutunurdu toprağına. Fakat bu düşüncenin güzelliği bile gerçeği gölgelemeye yetmiyor ki gerçek ortada, kaçamaz beyaz ondan, beyaz gitmek zorunda hissediyor, dinginleşmeye başlayan rüzgarın bu sefer hafif esintileri ile birlikte gidiyor, ne yapsın ki başka?