MUHAMMET EMİN KOÇ
MUHAMMET EMİN KOÇ
@eminnkoccc
“Kitaplarla,resimlerle,güzel şeylerle dolu bir ev ve aile.”
''Beni hiç tanımamış olan sana,''
Öncelikle kitap beni bütün ihtişamı ve ihtirasıyla etkilediğini söylemeliyim bu kadar beğeniceğimi ve seveceğimi düşünmemiştim. Kitabı okurken kendimi o bilinmeyen kadının yerine koymayı denedim ama o acı bile bana yetti koyamadım bile. 50 Sayfa kısa bir kitap ve cok kısa bir zamanda bitirebilirsiniz son sözüm şudur; Muhakkak okunmalı!
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.7k okunma
Milena ya Mektuplar
Franz kafkanın ilk okuduğum romandı. Bu roman bende derin izler bıraktı sevgi tarif edilemez bir duygu diye biliyordum ama öyle değilmiş.Franz kafka Milenaya olan sevgisini aşkını hissini kokusunu dahi kelimelere dökmüş ve mektuplaşmış. Bu aslında bir roman değil sadece günlük yazılmış mektupların birleşimiyle ortaya çıkan bir ürün okuyacak olanlar bir kurgu veya başka bir şey beklemesin ordaki tek olay franz kafkanın aşkıdır. İnsan okurken dahi derin düşüncelere hayallere dalıyor duygulanıyor acaba kendi Milenamı bulabilecek miyim ya da böyle aşık olabilecek miyim diye bulucağımdan da eminim iyi ki okumuşum
İçimizdeki Şeytan kitabını bitirdiğim an Sabahattin Ali ye olan sevgim ve merakım bir haylice arttı çünkü kitabın başı çok iyi gidiyordu ama sonu beklenmedik bir şekilde bitti üzücü ama olması gerektiği gibiydi bu kitapta olan Macideye oluyordu önce sevdiği erkek için evini yuvasını terk edip gençken onun yanına yerleşiyordu sonrada o kaçtığı herifin münasebetsiz tavırları ve uygun olmayan kişiliğiyle karşılaşıyordu ne zor durum ama Ömerin ona olan aşkıda ne güzeldi ne güzelde anlatmış Sabahattin Ali tamamen bir kurgu olmasına rağmen her insanın hayaliydi öyle sevilmek ama sonu da hüsranla bitiyordu.Ömer Macideyi bırakmak zorundaydı severken hala seviyorken bıraktı onu ama yapmak zorundaydı ilk başta çok kızmıştım kendimce o halde bir kız neden bırakılır diye ama insan bazı şeyleri sonradan anlıyor ve en iyisini yaptığınıda söylüyor çünkü Delibalın fazlası zehirdir kimse o zehire katlanamaz.
Reader Follow Recommendations
Bu kitabı serinin bir önceki kitap olan Tutunamayanları bitirdiğim an başladım ve mantık aynı aslında oğuz atay anlaşılması zor bir kişilik olduğunu burdada belli etmiş burdada gördüğümüz üzere Tutunamayanlarla hemen hemen aynı izler var toplumla uyuşamama burjuvazi kesimi eleştirme vesaire ve melankoliği
ve dramıda aynı şekil içten içten bize aşılıyor benim en çok sevdiğim kitaplardan birisi oldu ben bu kitabı kendimden bir parça olarak benimsedim ve o şekilde okudum cümleleri kelimeleri sözleri her satırına hayran kaldım ve bir çok alıntıyıda burda paylaştım kitapda çizdiğim yerler bir hayli var belki bu çok güzel olduğundan belki bana hitap ettiğinden belki de cidden aynı hisleri paylaştığımızdan dolayıdır bilmiyorum ama Oğuz Atay yine bu kitapda da bizi kendine hayran etmeye devam etti.
Tutunamayanlar
Oğuz Atay ın en merak ettiğim kitabıydı kitaba büyük bir hevesle başladım ve aynı heveslede bitirdim benim için çok farklı bir kitaptı bu daha önce okuduklarımla arasında benzerliği olmayan farklılıklarıyla ve ilkleriyle dolu bir kitaptı herkese tavsiye eder miyim etmem çünkü çoğu kişi bunu okusa dahi anlamaz sıkılır ve yarıda bırakır benim öyle bir derdim olmadı sıkılmadım ve bitirdim , çoğu kişidende şu lafı duydum o kitap çok zor anlamadım vb vb doğru kitabın kendiside ağır cok fazla genel kültür bilmenize gerek yok ama bilmezsenizde yine anlamazsınız kitabı okurken farkediceksiniz ki zihninizde dolaştıgını ama anlam veremiceksiniz bu kitabı anlayanlara ve hakkıyla bitirenlerden birisi olarak neden bu kitabı çok sevdiğimi bilmiyorum belkide içimdekileri, söyleyemediklerimi hatta ve hatta zihnimden ve beynimden geçenleri yansıttıgı için olabilir okumadıysanız şiddetle tavsiye edilir.
