Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Emir Ali Çeken
Emir Ali Çeken
@emirckn
93 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ayhan Hoca’nın videolarını ve canlı yayınlarını severek takip ederim. Kitap yazdığında kendini bir seviye öteye taşıyacağını düşünmüştüm. Fakat yazdığı kitap Youtube videolarının metinlerinin bir araya getirilmiş hali gibi. Belki de direkt videolardaki metinlerin aynısıdır. Teyit etmekle uğraşmak istemiyorum. Tarihte bilime katkı sağlasada etik ve insani açıdan sorgulanan deney ve çalışmaları “yüzeysel” olarak öğrenmek isterseniz; vaktim yok aralarda okuyacak bir şeyler olsun isterseniz biçilmiş kaftan. Ama dediğim gibi “yüzeysel”. Detaylı bilgiler, uzun uzadıya araştırmalar ve anlatımlar beklerseniz benim gibi hayal kırıklığına uğrarsınız.
ASIMOV VE SELDON
!!!!!! SPOİLER İÇERİR !!!!!!
Isaac Asimov 1992 tarihinde ölmüştür. Bu kitap ise 1993 tarihinde yayımlanmıştır. Araştırmalarıma göre Asimov’un son kitabıdır. Son kitabının son sayfasını okurken “Asimov,Hari Seldon’u olmayı hayal ettiği insan olarak yaratmış ve yazmış.” diye düşünmeden kendimi alamadım. Çünkü son sayfada Hari Seldon’un Galaktik Ansiklopedi’de ölümünün yer aldığı metin yer alıyor. Asimov’un arkasında Galaktik Ansiklopedi kıvamında seriler,kitaplar,hikayeler,makaleler bıraktığı düşünülürse ve Vakıf Serisi’nin başrolü Hari Seldon ile yakın tarihlerde öldükleri hesaba katılırsa; Asimov kendi ölümünü en başarılı serilerinden biri olan Vakıf Serisi’nde işlemiş demek pek mantıksız olmaz sanırım. Böyle olmasa dahi ben böyle düşünmekten kendimi alamayacağım… Vakıf Serisi’nin en güzel yanı, sizi amansız bir düşünmeye itmesi. Örneği ile karşınızda! Bilimle kalın.
Kitabı ilk gördüğümde güzel bir bilim kurgu romanı okuyacağımı düşünüyordum. Fakat okumaya başladığımda sosyolojik bir romanla karşı karşıya kaldım. Eğer bilim kurgu okuyacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
2000 yılına paranın olmadığı ve sosyoekonomik sistemlerin devlet kontrolünde olduğu ütopik bir evrene,uykusuzluk hastalığının neden olduğu şans eseri kurtuluş nedeniyle düşen Julian West ile bakıyoruz.
Sosyolojik,ticari,ekonomik ve ilişkisel sorgulamayı temel alan ütopik bir roman.
İçerisinde az biraz tahmin edilebilir aşk barındırıyor. Son birkaç sayfada ise güzel ters köşeler ile ruhumuzun istediği o kargaşa ve entrikayı yazar bizlere sunuyor.
İyi okumalar.
Okur Takip Önerileri
Birkaç gün önce ders çıkışı arkadaşlarıma “Ne alanda ilerleyeceksiniz,neler yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sorup cevaplarını dinlemiştim. Bu soruyu sorma nedenin merak değil,kendi hayatımda ne yapacağımı bilmemem kısacası anlam arayışında olmamdı. O gece internetten kitap satan bir siteden 7 adet kitap aldım. Biri de bu kitaptı. Kapağı beni içine çekiyor,ismi ise hayallerimi süsleyen kelimeler sebebiyle bana “beni satın al” diyordu. Nasıl almayayım?
Kitapların kargo ile geldiği gün kitabı okumaya başladım ve 3 gün sonra kitabı bitirdim.
incelemeyi yazarken hala kitabın etkisindeyim. Bu kitap sayesinde anlam arayışıma yeni bir yön verme kararı aldım. Her inişte kendimi inişlerimi gördüm,her karamsarlık anında kendi karamsarlıklarımı hatırladım,her vazgeçme durumunda kendi vazgeçişlerim beni hüzünlendirdi;her çıkışta kendi çıkışlarımı gördüm,her aydınlanmada kendi aydınlanmalarımı hatırladım,her şevke gelme durumunda kendi şevke gelişlerim beni mutlu etti…
Bugün Emre Şimdi Beyefendi ile LinkedIn üzerinden küçük bir tanışma fırsatı yakaladım ve bana yazdıkları ile yardımcı olduğu için müteşekkir olduğumu ifade edebildim.
Eğer bu sektördeyseniz ve anlam arayışı içerisindeyseniz veyahut inişlerinizden nasıl çıkacağınızı arıyorsanız şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. 2-3 adet kitap alıp çevremdeki arkadaşlarıma hediye edeceğim…
İyi okumalar dilerim,anlam arayışınızda başarılar dostlar…
Bilim Kurgu’nun Babası:Jules Verne;Bilim Kurgu’nun büyük üç üstadından biri:Isaac Asimov...Defalarca romanlarını okuduğum,romanlarının filmlerini izlediğim efsaneler. Ama artık okuduğum en iyi bilim kurgu kitabı bu efsanelerden birine ait değil. 21.yy’da yaşayan bir meslektaşıma ait. Bana modern bilimi sevdiren Marslı’nın ve Artemis’in yazarı Andy Weir... Sen hayatımda okuduğum en iyi bilim kurgu romanının yazarısın. Sana,bana yaşattığın bu efsane 12 günlük bilim kurgu serüveni için çok teşekkür ediyorum. Ömrüm ne kadar olur bilemem ama 60 70 yaşlarını görürsem tekrar açıp okuyacağım...
İlk sayfalarda sıkılarak,ortanca sayfalarda meraklanarak,son sayfalarda beğenerek okuduğum bir roman oldu diyebilirim. Yazarı yeni tanımam ve yazarın anlatı şeklini ilk defa görmem sebebi ile başlarda biraz tökezledim. Sonra aktı gitti diyebilirim. Özellikle 80 sayfadan sonra hazzı doruklarda yaşadım. Kitabın son kısmında yazar tarafından kadim İstanbul’un çok güzel betimlendiğini görmek beni yazara bir tık yakınlaştırdı diyebilirim. Senelerdir İstanbul’da olup İstanbul’u bu kadar bilmeyen kişiler olduğuna eminim. Tek anlamlandıramadığım nokta kitabın bir sonunun olmaması oldu. Varsa da ben dikkat edemedim sanırım veya özümseyemedim. Okuması keyifliydi...
Bazı kitaplar ve yazarlar vardır,bilirsiniz. Çocukluk döneminde,yetişkinlik döneminde ve yaşlılık döneminde tekrar tekrar okumak gerekir. Her dönemde farklı bir tat bırakır zihinlerde çünkü bu yazar ve kitaplar.
Çocukluk döneminde Jules Verne ve eserlerini okumuş ve çok sevmiş biri olarak;eserlerini yetişkinlik dönemimde tekrar okumaya başladım. Nasıl okumayayım?
Bana bilim kurguyu sevdiren ve içimdeki bilim kurgu aşkını harlayan bu adamı nasıl okumayayım?
Elbette okuyacağım. Haz alarak,beynimi çalıştırarak,hayallere dalarak okuyacağım elbet.
Eğer Jules Verne ve eserlerini okumadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir. Eserlerinde çağının çok ötesinde bilim,coğrafya,
tarih,fizik ve kimya tadı alacaksınız. Kendinizi bu tatlardan ve serüvenlerden mahrum bırakmayın. Kesinlikle bir Jules Verme klasiği okuyun. Okumamak değil hala okumamak suç!
“Hayvanlar bilseydi sonlarını eğmezlerdi boyunlarını...”
Bu hikayede ne ararsanız var. Devrim var,yozlaşma var,bilimden ve eğitimden uzak kalanların güdülmesi ve kandırılması var,okumuş olanların refahı için okumamış olanların eziyet görmesi var,tarih bilinci olmayan toplumların tekrar tekrar kandırılması var...
Dediğim gibi ne ararsanız var. Var olmasına var! Ama insan yok. Adı üstünde Hayvan Çiftliği...
Hayali bu yapılanmayı ülkemize uyarlarsanız eğer kitabı doğru şekilde okumuş olursunuz.
Keyifli okumalar...
Bir Mihail Bulgakov klasiği daha!
Bir elinde kalem bir elinde neşter tutan yazarımız,tıp okumuş olmanın kazandırdığı terminoloji ve bilgi ile bilim kurgunun mükemmel harmanını bizlere sunuyor.
Bazen “Neler oluyor?” derken kendinizi bulsanızda birkaç sayfa sonra olanları idrak edecek ve tekrar işleri rayına sokacaksınız.
Bilim kurgu,tıp ve zooloji seviyorsanız benim gibi bir gecede yalayıp yutacağınız bir roman. Sevmiyor olsanız bile okurken eğleneceğiniz ve işlerin gittiği yeri merak edip elinizden bırakamayacağınıza eminim.
İyi okumalar...
Evrim Teorisi’ne uzak olan ve inanmayan bir kişi olarak kitaba hiçbir ön yargı beslemeden başladım. Akıcı olaylara dayanması ve merak uyandırması sebebiyle hızlıca okudum. Kitabın sonunda çevirmenin vermiş olduğu bilgiler ile kitaptaki bilgileri harmanladım ve “Evrimmiş saçmalık!” diyen ben;oturup bu konularda araştırma yapmak ve bilgi sahibi olmak istiyorum. Bilginin vermiş olduğu haz ile şu an bu satırları tüylerim diken dikenken yazıyorum.
Kesinlikle alın,ön yargılarınızı kenarı bırakın,okuyun ve bilginin size haz vermesini bekleyin.
İyi okumalar...
Şüphesiz birçoğumuz,İkinci Dünya Savaşı temalı en az bir film veya dizi izlemiş ya da bir kitap okumuşuzdur. O kaynaklarda hep bilinen kahramanların başarılarına,hayatlarına,
duygularına ve yaşadıklarına tanık oluruz.
Bu kitapta bir Leibstandarte SS Adolf Hitler Schütze’sinin (er) yaşadıklarına,duygularına ve tecrübelerine tanıklık ediyoruz. Süslü anlatımdan uzak,duyguları ve düşünceleri tüm gerçekliğiyle ortaya döken bu kitapta savaşın büyük bir kısmına tanıklık ediyoruz.
Eğer kazananın yaşadıklarını değil,kaybedenin yaşadıklarını öğrenmek;üstelik bunu halka daha yakın olan bir askerden öğrenmek istiyorsanız kesinlikle okumalısınız...
Aşk,üç harf
Yaşattıkları binlerce kelime
Sonuç,yalnızlık
Aşkı yaşayanlar bilir,zaman aşıkken su gibi akar gider. Her şey çok güzeldir. İçin içine sığmaz,her şeyi yapabilecekmiş gibi hissedersin. Kafan biraz esrarlıdır çoğu zaman.
Erhan Kaleli şiirlerinde aşkı,kadını ve kadının gitmesi, aşkın bitmesi temasını işliyor.
Bir gün gerçek aşkı bulursanız,o güzel kadına hakettiği şiirleri bu kitaptan okuyabilirsiniz. Not alın veya aklınızın bir köşesine kazıyın derim.
Keyifli okumalar.
Bu kitabın yazarı;benim için çok değerli,çok önemli. Çok saygı duyduğum ve örnek aldığım biri.
Yazarımız aşk temasını işleyerek toplumu düşünmeye teşvik etmeye çalışıyor.
Kendi hayatından,yaşanmışlıklarından,
tecrübelerinden ve acılarından alıntılar yaptığını,
yararlandığını hissedebiliyorum. Bu beni hali hazırda çok sevdiğim birine daha da yakınlaştırıyor çünkü aşk konusunda benzer şeyler yaşamışız.
Bu kitabı okuduktan sonra hayatımın aşkıyla tekrar karşılaşma fırsatım olursa bu kitabı okumasını isteyeceğim. Aşkı öğrensin,düşüncelerimi öğrensin ve en önemlisi sorgulamanın değerini öğrensin. Bu kitap benden bir parça taşıyor sanki içinde...
Tüm Türkiye okusa,yarının bugünden çok daha güzel olacağını söylememize neden olan kitap desem yanlış olmaz sanırım.
Sömürge,egemen olmayan milletin;devlet kurup,insanlık ve uygarlık seviyesini nasıl arşa çıkardığının anlatıldığı bir kitap.
Mustafa Kemal Atatürk’ün neden çevirisini yaptırttığını,okunmasını istediğini okuduktan sonra çok iyi anlayacaksınız.
Birçok sözünü aslında bu kitaptan esinlenerek söylediğini;milletine ve gençlerine bu kitaptan yararlanarak akıl verdiğini göreceksiniz.
Kesinlikle okumalı,dersler çıkarmalı ve hayatınıza bu çıkarımlarınızı yansıtmalısınız.
Samipaşazade Sezai;minimal hikayelerle, minimal duyguları,minimal bir şekilde bizlere aktarıyor.
Mini hikayeler karması bu hikaye kitabında, sekiz mini hikaye bulunuyor. İsimleri sırası ile şunlar:
-Bu Büyük Adam Kimdir?
Sonu sizi çok şaşırtacak. Önyargılı olmanın, duygu ve düşüncelere hatta muhakeme yönünüze nasıl etki ettiğini öğreneceksiniz.
-Hiç
Sonu,yine sizi çok şaşırtacak. Bir gencin küçük aşkında,yeniden canlanmasına ve aşkın gözünü kör edişine şahit olacaksınız.
-Kediler
Otuz üç senelik birlikteliği kediler yüzünden çalkantılı olan bir çiftin hikayesine şahit olacaksınız,duygu değişimlerini yaşayacaksınız.
-İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır
Buna da bağlanılır mı,buna da üzülünür mü? Demeyin. Bir koruluk ve ona bağlanan birinin yaşadığı duygu değişimlerini okuyun.
-Düğün
Alt tabaka ve üst tabakanın aşkı. Bu aşk varlıklı bir kadın tarafından dağıtılıyor. Siz de alt tabakadan olan genç bir kızın hüznüne tanık oluyorsunuz.
-Bir Kitabe-i Seng-i Mezar (Bir Mezartaşı Yazıtı)
Orijinal hali ve günümüz türkçesiyle verilmiş olan bu mini hikaye,ölümün yüzünü edebi şekilde aktarıyor.
-Arlezyalı
(Alphonse Daudet’nin “L’Arlesienne” adlı hikayesinin çevirisidir.)
“Ah ne alçak gönüllerimiz var. Nefrete neden olması gereken olayların sevgiyi öldürmemesi ne acıdır!” alıntısı meraklanmanıza yeterli olacaktır sanıyorum.
-Pandomima
