Çok kızgınım. Çok kırgınım. Sanki ilk defa okuyormuş gibi yeniden yaşadım bütün duyguları. Yazara hayran olduğum kadar sinirliyim de. Resmen ilk kitapta Dorian ile yaşattıklarını bu sefer de Chaol ile yaşattı. İkisini de önce bize sevdirdi, sonra Celaena'ya, Celaena'yı da onlara. Hatta çok fazla. Ama gel gör ki yine bir şeyler oldu ve pat diye bitirildi. Yemin ederim karakterler kötü olsa gam yemem ya, ben üzülüyorum sanki terk edilen benmişim gibi. Chaol için inanılmaz üzüldüm bu kitapta. Kendi evinden, ailesinden vazgeçip kendini adadığı birine olan sadakatini sorguladı bu çocuk. Celaena'yı ne kadar severse sevsin tabii ki kralın emrine anında karşı gelemezdi. Kaldı ki ortada bu denli tehlike olduğunu bile düşünmüyordu! Tamam Celaena da haklı, Nehemia'nın tehdit edildiğini bilseydi gözünü üzerinden ayırmazdı. Ama bu kadar üzerine gitmeyin be Chaol'ımın. Celaena için hayatından ve Dorian'dan, dahası Celaena'dan vazgeçti. Bu kitabı hiç sevemiyorum ya, hiç güzel olaylar yok. Sinir hastası yapıyor insanı. Sadece sonunda Celaena'nın Fey olduğunun ortaya çıkması, ve Celaena'nın daha önce hiç düşüncelerinde böyle bir şey okumamışken bir anda evet ya ben Fey'im, büyük-büyükannem de Fey idi sakinliğine anlam veremedim. Yazar, umarım diğer kitaplarında Dorian ve Chaol'ın kırılmış kalplerini çok okutturmayacaksındır. Yoksa bütün satırlara küfür eden emoji döşerim.