M’ye I. Mektup
Neden böyle oluyor diye sık sık soruyorum kendime M. Oysa hayatta çok az şeyin nedenini biliriz zaten değil mi? Daha az olarak da o nedenle ne yapılacağını. Ben de nedenini varsayıyorum diyeyim o halde. Sadece sen ve ben olarak, aramıza yığınla şey koymadan konuşabilmeliydik. Ne sevdiğimiz kitapları, ne sevmediğimiz bakışları, ne ülkeyi, ne de başka hiçbir şeyi katmadan. Sadece sen ve ben olarak şartlara bağlamadan bakabilmeliydik. Bilir misin, en azından biz, yapabilmeliydik. Babana ölünce kavuşacağına çok inandığını ve bu yüzden ölümün senin için korkutan değil, güzel bir şey olduğunu anlattın dün bana. Baban, yaşanamamış hayatların en derinliğinden kırıklığıydı kalbinde. Ve bir de, dedin ki: “Şu an yaşadığımız hayat, bu zamana kadar olan her şeyin toplamı aslında.” Bunun duyulan, bilinen ve oldukça doğal da bir şey olması önemli değil. Önemli olan senden duymam. Her cümle, her ağızda farklı anlama gelir çünkü. Bunu neden dedin bilmiyorum. Ama uzun süredir kurduğun en dolayımsız cümleydi. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşmanın dışına çıktığın noktaydı. Dolayımsız kalbine baktığın nokta. Güzeldi. Samimiydi. Samimiyet direk bir gözün içine bakmaksa kendi gözünle, öyleydi. Ve sen seversin: open.spotify.com/track/62QVSfCLs... Sevgiyle. Semeyna.
Zaman her şeyin ilacıdır derler. İlaç olsa şişelenip eczanede satarlardı. İnsanoğlunun aklını kaçırmamak için uydurduğu bahanelerden biri işte. Zaman olsa olsa şakacı bir fotoğrafçı olabilir ancak dikkat çekiyorum deyip sadece dikkat çeken. Elimizde ne bir fotoğraf ne bir anı unutmak istemediğimiz her şeyi unutturur bize zaman. Unutmak istemediklerimizi ise duvarın çivisi gibi aklımıza çakılı kalır. Eskiden üstümüzden bu kadar zaman geçmeden evvel her şey daha samimiydi en azından zaman değince aklımıza daha samimi tanımlar geliyordu. Zamanın bizimle, bizimse zamanla bir derdimiz yoktu. -Seksenler
Reklam
Hava bugün kapalıydı. O böyle havaları severdi. Diğer insanlar için güzellik kavramı farklıydı. Onlar için havanın güzel olması için güneşli olması gerekirdi. Zaten insanlara da genellikle akıl erdiremiyordu.  Uyandığında pencereye çarpan rüzgarın sesini duydu. Gülümsedi. En azından saatin alarmını duymaktan daha güzel olsa gerek diye düşündü.