"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
116 syf.
10/10 puan verdi
Atlıyı Atından İndirmek
Eskiden İnternetin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde mektupların ve makalelerin birer mermi misali hasma doğru atıldığı bilinir. Bazı yazarlar deyim yerindeyse ekmeğini mürekkeple kağıdın birleşmesinden çıkarır. Misal Peyami Safa... Türk edebiyatının kıymetli ismi Safa Nazım Hikmet'le söz dalaşına girer. Ama bu düelloda Nazım Hikmet, Namık
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle Verilir
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle VerilirHüseyin Nihal Atsız · Baysan Basın Yayım · 1992543 okunma
Reklam
En Sinsi Tehlike
Türkçüler Türk tarihinin verdiği hükümlere baş eğerek dostu ve düşmanı ayırmışlardır. Biz ırkımıza düşmanlık edenle etmeyeni, topraklarımızda gözü olanla olmayanı biliyoruz. Bizim dostluğumuz ve düşmanlığımız bu esaslara göredir. Bize düşman olana düşman olduğumuz için kimse bizi ayıplayamaz. Irkçı Türkçülük siyasi bir fıkra olmadığı için ırkçı Türkçülerin gündelik siyasetle ilişiği yoktur. Bizim ülkümüz, davalarımız asırlıktır, millidir.
1 Ağustos1943,
1940'ların ilk broşürü, Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan romanına karşı yazdığı İçimizdeki Şeytanlar'dır. Yukarıya aldığım Sabahattin Ali ile ilgili alıntılar o kitaptandır. Arkadan 1943′te Faris Erkman adıyla çıkan, fakat aslında Reşat Fuat Baraner tarafından yazılan En Büyük Tehlike'de Türkçülerin Alman taraftarlığı ile suçlanmasına karşılık ayrı yıl En Sinsi Tehlike'yi yazar. Fakat bu kitapçık komünizmin tenkidinden çok Atsız'ın Türkçülük ve ırkçılığı müdafaasından ibarettir. Ancak Komünist ve Türkçüler arasındaki savaşın önemli hatlarından biridir.
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Reklam
Atsız'ın 1940'lardaki kalem kavgaları: 19351940 arasında Atsız dergi çıkaramamış, daha çok bazı kitaplarının hazırlığıyla ilgilenmiştir. 1937'de Bozkurtların Ölümü'nün ilk bölümünü yayımlamaya başlamış, 1939 yılına kadar da Şükrullah ve Müneccimbaşı tarihleriyle meşgul olmuştur. 1940 yılında Atsız'ın tekrar şiddetli bir
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
oha ıdslhfkasg
Kirye Sabahattinaki! Yahut fikirlerine ve irfanına göre Yoldaş Sabahattin Aliyef!... Sen, kanı bozuk Oflu Rum dönmesi ve Marksın fikrî veledi!..
Sayfa 11 - pdf malsefKitabı okudu
865 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.