Her gidişimde Mektûbât okurlardı. Çünkü İmâm-ı Rabbânî hazretlerinden sonra, bu yolun büyüklerinin sohbetlerinde, hep Mektûbât okundu. "Ben Mektûbât’ı aslı üzere Fârsça’sından okumak için fârisîyi öğrendim" buyurdular. O zaman, bir kitâb için bir dil öğrenilir mi, düşündüm, ama sonunda ben de Onlar gibi, Mektûbâtı aslî dilinden okumak için fârisîyi öğrendim.