İngilizce yazılmış ilk çocuk kitapları, görgü kurallarını anlatan el kitaplarıydı. Bunlar arasında en sevdiğim, üslubu en sert kitap, 1475 civarında yazılmış olan The Babees' Book [Bebelerin Kitabı] . "Ey küçük bebeler,'' der yazar, "bu kitabı siz öğrenesiniz diye yazdım." Metin nazım şeklinde yazılmış upuzun bir yö nergeler listesidir: "Sofradayken burnunuzla, dişlerinizle, tırnaklarınızla / Oynamayın sakın ola, der bilgeler."
Aile fertlerimin olaylar karşısındaki duygu durumları biraz enterasan, herkes farklı tepki veriyor. Bu yüzden neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum.
“Enterasan şey…” dedi. “ Umumiyetle para enterasan bir şeydir zaten. Çok kere cebimden bir lira alır, önüme koyarak onu saatlerce seyrederim. Hiçbir fevkaladeliği yok. Birtakım hünerli çizgiler, tıpkı mekteplerdeki resmi hattî vazifeleri gibi. Belki biraz daha ince ve karışık… Sonra bir resim. Birkaç satır muhtasar yazı ve bir iki imza… Üzerine biraz fazla eğilince insanın burnuna ağır bir yağ ve kir kokusu da vurur. Fakat ne muazzam şeydir bu kirli kâğıt azizim, bir düşün!”
Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun.
İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.”
“Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
"Karşımızdakinin düşüncelerini okuyabilseydik ne enterasan olurdu, değil mi?" dedi ve der demez utandı söylediklerinden. Haddini aşan bir cümleydi bu, insan yeni tanıştığı birine böyle şeyler söylemezdi.