Her şeyden evvel memleketini,daha sonra da beni seven ve düşünen kocam ölümünde bile beni aylarca oyalayıp üzmemenin yolunu bulmuştu.
Sayfa 121 - Kronik YayıneviKitabı okuyor
Enver Paşa gitmeden bana vereceği hediyeyi hazırlayıp bırakmış. En çok sevdiğim çiçeklerle beraber onları bana hastaneye muayyen zamanda getirmeleri için tembih etmiş. Çocuğumuz doğar doğmaz bana bunları getirdiler. En gaileli zamanda bile beni düşündüğünü, uzaktan dahi bizlerle meşgul olduğunu görmek ve hissetmek beni teselli ediyordu.
Sayfa 108 - Kronik YayıneviKitabı okuyor
Enver Paşa'nın Litvanya Anısı
Berlin'den bir Alman tayyaresine binerek Rusya'ya hareket etmiş, fakat yolda tayyarenin benzini bitmis, Litvanya'ya mecburî bir inis yapmış. Litvanyalılar tayyaredekileri Bolşevik sanarak hapsetmişler. Enver Paşa hakiki hüviyetini gizliyormuş ve Malessa ismi altında seyehat ediyormuş. Kendisini Riga'da bir hapishaneye koymuşlar. Orada kapalı kaldığı müddetçe resim yapmış. Resmini yaptığı kimselerden buna karşılık para alır, bu parayı bize göndermek üzere biriktirirmiş.
Sayfa 100 - Kronik YayıneviKitabı okuyor
Gençleştirme hamlesi Türk ordusuna yeni bir dinamizm ve özgüven kazandırır. Nitekim Enver Pasa’nın riyasetinde gerçekleştirilen bürokrasideki ıslahat, Harb-i Umûmi ve İstiklal Harbi' nin de askeri kadrosunu teşkil eder. Burada önemli bir tartışma konusu Enver Paşa’nın rütbeleri hızla atlayarak Harbiye Nazırı olmasıdır. İhtiras ve yetenek ekseninde
tartışılan bu hususta, esasında dönemin iklimi ve değişim dinamiği gözden kaçırılmaktadır. Zira Pareto’nun "seçkinlerin dönüşümü" teorisine
göre yeniliğin önünün açılması ve eskinin tıkanıklığının giderilmesi için
radikal kararların alınması şarttır ve elbette radikal kararlar da genç ve dinamik seçkinler tarafından alınır. Bu doğrultuda ordudaki gençleştirme politikası Makedonya dağlarında çetecilere karşı mücadelede, Mesrûtiyet in ilânında, Trablusgarp Müdafaası ve Edirne’nin Bulgarlardan geri alınışında ön plana çıkan Enver Paşanın şahsında gerçekleşir. Enver Paşanın 1914te Harbiye Nazırı olmasını müteakip askeri bürokraside yaptığı revizyon; şahsi ikbalinden ve ihtiraslarından ziyade, sonuçları
itibariyle ordudaki siyasi ikiliği ve eski-yeni seçkinler mücadelesini sona
erdirmek amacına matuftur denebilir. Bu noktada Enver Paşanın ordudaki hızlı yükselişindeki esbab-ı mucibe de seçkinlerin dönüşümü ve yeni seçkinlerin hâkimiyet mücadelesiyle açıklanabilir. Lakin hiç şüphesiz
temel konu kadro değişimi, zihniyet dönüşümü ve yeni tekniklerin tatbik alanı bulmasıdır.
Sayfa 22Kitabı okuyor
Enver Paşa'nın mektuplarını özel arşivini açarak inceleme olanağı sağlayan tarih araştırmacısı sayın Arı İnan'a da teşekkür borçluyum.
Sayfa 10
Kût’ül-Âmare Zaferi’nin 108. yıldönümü
Kastamonulu Mirliva Halil (Kut) Paşa ve ordusunun ruhu şâd olsun
1952’ye kadar “Kut Bayramı” olarak kutlanmıştır
Halil Paşa Enver Paşanın amcasıdır. İttihat ve Terakkinin 17. üyesidir Mustafa Kemal’in sınıf arkadaşıdır. Atatürk tarafından “Kut” soyadı verilmiştir
Aslında askerî bölgedeki Ermenileri başka yerlere göç ettirme olayı, 'Tehcir Kanunu’nun çıkmasından önce başladı. Enver Paşanın daha önce bildirilen 2 Mayıs tarihli telgrafında belirtilen iki ihtimaiden birisi istişare sonucu seçildi. Dâhiliye Nezareti 23 Mayıs 1915'te Erzurum valisine şifreli bir mesaj gönderdi ve bu bölgedeki Ermenilerin Urfa, Musul, Deirezzor'a doğru göç ettirilerek bölgenin tahliye edilmesini istedi. Aynı tarihte Van ve Bitlis valilerine gönderilen şifreli telgrafta da aynı direktif vardı. Her iki telgrafta da "Ermenilerin mallarını ve canlarını korumak; yol boyunca ve konaklamaları esnasında kollamak, iaşe ve ikmallerini sağlamak valilere aittir" notu yer alıyordu. Dahiliye Nazırı Talat Paşa, bütün sorumluluğu üzerine alarak Van, Bitlis, Erzurum, Adana gibi yerlerdeki Ermenilerin askerî sebepler yüzünden, acilen tehcir ettirilmesi için daha kanun çıkmadan gereken emirleri vermiş ve aynı emri Ermenilerin iskân edileceği Musul, Urfa, Deirezzor valiliklerine de göndermişti.
Sayfa 8 - Göç ve Alınan TedbirlerKitabı okuyor
Enver Paşa’nın telgrafının yorumlanması,
Fakat Türkler şerefli davrandılar. Rusların yaptıklarını kopye etmediler. Bunun yerine Türkler, beceriksizce, daha insanî olan hâl tarzını, Ermenilerî geri bölgelere nakletme yolunu seçtiler. Bu hâl tarzını da beceriksizce uyguladılar ve sonunda dram yaşandı.
Fakat burada şu kanaat kesin beliriyor: İmha plânı ve soykırım olmamıştır. Alınan tedbirlerin kronolojik sıralaması da bunu doğruluyor."
Sayfa 7 - Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı - George de Maleville tarafından yazılan “Ermeni Trajedisi” kitabından.Kitabı okuyor
Hiç Sorma
Nasıl oluyordu da insanlar bu kadar akılsız ve düşüncesiz olabiliyorlardı.
Sayfa 236 - EFSUS YAYINLARIKitabı okuyor
Gurur verici:)
"Yaşasın Turan, Yaşasın İslam, Yaşasın Enver Paşa!"
Sayfa 228 - EFSUS YAYINLARIKitabı okuyor
Turan Orduları Başkomutanı Enver Paşa:
"Osmancılığa inanmakla başlayan savaşım, İslamcılıkla sürmüş en sonunda en doğruya, Türkçülüğe, Turancılığa ulaşmıştı. Şimdi gerçekleştirmek için ilerliyordum yolumda. Kendimi Tanrı'ya bırakarak, dualar ederek ve inanarak."
Sayfa 227 - EFSUS YAYINLARIKitabı okuyor
Enver Paşa
Başardı Mustafa Kemal Paşa. Yunanlıları yendi. O gün duyduğum mutluluğu daha önce çok az yaşadım. Bu bizim zaferimizdi. Türk'ün dirilişiydi. Benim orada olmamam önemli değildi. Türk yurdunun kurtulması önemliydi.
Sayfa 226 - EFSUS YAYINLARIKitabı okuyor