Halife Harun er-Reşid (786-809) Ankara'yı zaptettiği veya Halife el-Me'mun (814-833) Bizans İmparatoru 3. Mişel (Micel III) karşısında bir zafer kazandığı zaman, her iki halifeninde savaş tazminatı olarak eski el yazması kitapların kendilerine verilmesini istemeleri son derece mânîdardır.
"aylardan, inananların gün doğumundan batımına dek oruç tuttuğu ramazan, ey kral. üstelik peygamber şaraba karşı değil miydi?" "sen inançlı mısın, solgun yarenim?" "ben kendi usulüme tüm dinlere inanırım, harun er reşid. üstelik seninle şarap içmek gibi bir niyetim yok."
Reklam
Başlangıçta Tasavvuf ile el-emri bi'l-ma'ruf, yani "iyiligi emretmek" arasında bir ilişki vardı. (Halife) Hárún er-Reşid, Abbás b. el-Müemmel es-Sufi'yi “iyiliği emrettiği” için hapsetmişti.” Mısırlı ilk sufiler Iskenderiye'de "iyiliği emreden" ve 200/815-16 yılında valinin otoritesine karşı gelen kavgacı tiplerdi. 210/820 yılında bir Súfi, (Halife) Me'muna gelerek, iktidarı müslümanların seçimiyle mi yoksa güç kullanarak mi ellçde ettiğini öğrenmek istemişti. İbn Tolun (Ahmed b. Tolun), kendisine itaat etmediği için bir Sûfîyi Cuma namazından sonra kırbaçlatmış ve bir deve üzerinde dolaştırarak teşhir ettirmişti. Ebü'l-Hüseyin enNûrî (ö. 295/907-8), Bağdat'la Halife Sarayı'na ait olan şarap testilerini kırmıştı. Yine Irak kökenli olup bir zamanlar Nûrî ve Cüneyd-i Bagdádí ile ilişkileri bulunan Bünân el-Hammâl (ö. 316/928), “iyiliği emretmeye yeltendiği için İbn Tolun’un oğlu Hümâraveyh (270-82/884-96) tarafından cezalandırılmıştı. Nihayet Cüneyd döneminde Tasavvuf, "iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama" ile ilişkisini sona erdirdi ve dışarıya karşı zararsız ama dünyevî açıdan derûnî bir mistik tavrı öne çıkardı.
Sayfa 262 - KlasikKitabı okudu
Halid Bermekî, Harun er-Reşîd'in hapsinde bulunduğu sırada bir kağıda ona şöyle yazmıştı: "İnsanlar karşısındaki güçlü konumun, şayet seni onlara zulmetmeye yöneltiyorsa, o takdirde sen, Allah'ın sana karşı kudretini, onlara verilmiş olanın tükenmiş olduğunu, sana verilmiş olanın bekâsını hatırla."
Sayfa 234 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
"Olağanüstü bir açık fikirlilikle İslam'ın ilim çağı, geçmişin bütün büyük kültürlerinin mirasın sistematik bir çabayla özumsenip benimsenmesiyle başladı. Bu atılım özellikle Bağdat Abbasileri'yle 750 yılından sonra gerçekleştirildi. Halife Harun er-Reşid (786-809) Ankara'yı zaptettiği veya Halife el Me'mun (814-833) Bizans İmparatoru 2. Mikail karşısında zafer kazandığı zaman, her iki halifenin de savaş tazminatı olarak eski el yazması kitapların kendilerine verilmesini istemeleri son derece manidardır."
Sayfa 51 - TİMAŞ YayınlarıKitabı okudu
O zamanlar rahmetli el-Bessâm’ın aracılığıyla soylu bir kısrak satın aldım. Bu kısrak, alnında lekesi olan, doru renkli, toynakları geniş ve ön ayakları kısa bir Cuaysîniyye küheylanıydı. Rahmetli Holo Paşa da babama yaşlı bir kısrağın soyundan gelen siyah ve soylu bir kısrak hediye etti. Bize hediye edilen başka atlar da vardı. Daha sonra
Reklam
155 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.