Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat!
(Bosnalı Sâbit)
(Hangi gecenin, yılın en uzun gecesi olduğunu müneccim ile muvakkit nereden bilsin, gecelerin kaç saat olduğunu dert çekenlere sormalısın.)
Erişir menzil-i maksûduna âheste giden.
Tiz reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
(Hâtemî/Ziya Paşa ?)
(Yavaş ve temkinli gidenler ulaşmak istedikleri yere varırlar. Fakat hızlı gidenlerin ayaklarına etekleri dolaşır.)
Oğul eski Türkçede yavru evlat demek. Oğlan ise bunun -an eki ile yapılmış çoğulu yavrular, çocuklar anlamında. Kelime zamanla sadece erkek çocuk anlamına gelmiş. (...) Bugün kaba dilde lan haline gelen kelimenin Oğulan>oğlan> ulan> lan ve hatta la gibi bir yol izlediği varsayılır.
Derdime vâkıf değil, cânan beni handân bilir. Hakkı vardır, şâd olanlar herkesi şâdân bilir. Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. Çektiğim âlâmı bir ben bir de Allah'ım bilir.( Fuzûli)