Kitabın tahlili olduğu için okumaya başladım. İçeriğiyle ilgili biraz bişeyler biliyordum ama böyle olacağını düşünmüyordum. 2 kez Nevşehir'e gittim. Yanımda götürmeme rağmen okuyamadım. Daha çok ağlayayım diye üstünden 10 yıl geçmesi gerekiyormuş. 10 koca yıl.
Çünkü kitapta yazar bolca kaybettiği babası üzerine anılara değiniyor. Hep ölüm erken ölümdür her kayıp üzücüdür. Ama çok yaşayanlar için yine de diyorum ki çoğu anınıza şahit olmuş.
Kitapta genel olarak bu ülkede yaşanan ahlaksızlık, cahillik, vicdansızlık ve merhametsizliğe karşı büyük bir isyan ve öfke var.
Doktor olduğu için, bir otopsi doktoru olduğu için, Anadolu'da çok çalıştığı için bizden ve diğer doktorlardan yaşadıkları doğal olarak daha yakın ve hassas olaylar.
Ama insanı cahil, zalim, aceleci, nankör olarak zaten kabul etmemiz gerekmiyor mu? Bunlar ayetlerle sabit. Evet vicdanlı insanlar için kabul etmesi zor ama malesef bu da bir hakikat.
Biz doktor değiliz. Ama Gazze'de yaşanan acı olaylar bizi kitaptaki doktorla aynı hissettiriyor. Tüm dünya görüyor ama kalbi olanlar ancak bir acı hissedebiliyor.Peki bu zulümler Rabbe isyanla mı bitecek? Yoksa kendi üzerimize düşeni yapıp, kadere yani Allah'a razı olup hikmetlerini görerek mı?