Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
**** Oğlum "ben büyüdüm," diyor, demek ki ölebilirim artık... ****
Acının coğrafyası Anadolu....
**** Sönmüş bir gezegenden farksız, insanın içini yakan şu garip coğrafyanın orta yerinde, üzerinde solmuş entarisi ve yırtık terlikleriyle yirmi yaşında, esmer, ince yüzlü bir kadın kendini niye öldürür Allahım, ben nerden bileyim? Ama, cevap vermeliyim işte. Büyüdüm çünkü doktor oldum...
Reklam
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz...
Aynadaki yüzüm ve giderek değişen gövdem. Hiç bilmediğim şeyler var sanki bu dünyada ve sanırım hayat, hiç de kolayca anlaşılabilir bir şey değil. Bana ne oluyor böyle? Büyümek ne zor şeymiş...
Hayat da bu kadar zaten...Bir göğüs yaslamalık an kadar....
Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz: "Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın. Bu kadar."
Göğsü çökmüş sazdan gelen yanık ses misali...
***** Vicdanımız kuruyor. Babalarını erken kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çoktan çöktü, farkında mısınız? Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. Kavisli ve dolaşık geçmişimizse, bozuk düzenimizin telleri olmuş. Duyduğunuz sesler bu yüzden içli ve bu kadar derinden geliyor....
Reklam
Belki de biricik mesele bu. Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip, kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek... Bu yüzden bu kadar kalınlaştı derimiz. Bu yüzden dipsiz kuyuya dönmüş içimiz.
Sayfa 132 - İletişimKitabı okudu
Evet, bu dünyada hala ümit etmek için bir sebep var.
Sayfa 125 - İletişimKitabı okudu
198 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın tahlili olduğu için okumaya başladım. İçeriğiyle ilgili biraz bişeyler biliyordum ama böyle olacağını düşünmüyordum. 2 kez Nevşehir'e gittim. Yanımda götürmeme rağmen okuyamadım. Daha çok ağlayayım diye üstünden 10 yıl geçmesi gerekiyormuş. 10 koca yıl. Çünkü kitapta yazar bolca kaybettiği babası üzerine anılara değiniyor. Hep ölüm erken ölümdür her kayıp üzücüdür. Ama çok yaşayanlar için yine de diyorum ki çoğu anınıza şahit olmuş. Kitapta genel olarak bu ülkede yaşanan ahlaksızlık, cahillik, vicdansızlık ve merhametsizliğe karşı büyük bir isyan ve öfke var. Doktor olduğu için, bir otopsi doktoru olduğu için, Anadolu'da çok çalıştığı için bizden ve diğer doktorlardan yaşadıkları doğal olarak daha yakın ve hassas olaylar. Ama insanı cahil, zalim, aceleci, nankör olarak zaten kabul etmemiz gerekmiyor mu? Bunlar ayetlerle sabit. Evet vicdanlı insanlar için kabul etmesi zor ama malesef bu da bir hakikat. Biz doktor değiliz. Ama Gazze'de yaşanan acı olaylar bizi kitaptaki doktorla aynı hissettiriyor. Tüm dünya görüyor ama kalbi olanlar ancak bir acı hissedebiliyor.Peki bu zulümler Rabbe isyanla mı bitecek? Yoksa kendi üzerimize düşeni yapıp, kadere yani Allah'a razı olup hikmetlerini görerek mı?
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,181 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.