Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emirhan Erdem

Emirhan Erdem
@erdemrh
"Önemli kararların her zaman derin kökleri vardır. Her seçim bir vazgeçiştir ve her vazgeçiş sınırlılıkların ve geçiciliğin farkına varmamızı sağlar."
Reklam
"'Ölümün tam olarak nesinden korkuyorsun?' sorusunu danışmanlarıma çok sık sorarım, çünkü genellikle terapi çalışmasını hızlandıran çeşitli yanıtlar ortaya çıkarır. Julia'nın yanıtı - 'Yapmadığım her şey', ölümü düşünen ya da ölümle yüzleşen çok sayıda insan için büyük önemi olan bir temaya işaret ediyor: ölüm korkusu ve yaşanmamış hayat hissi arasındaki pozitif ilişki. Başka bir deyişle hayat ne kadar yaşanmamışsa ölümden o kadar korkarsınız. Nietzsche iki kısa sözde bu fikri etkileyici bir şekilde ifade ediyor: 'Hayatınızı mükemmel hale getirin' ve 'Doğru zamanda ölün' - Yunan Zorba'nın söylediği gibi 'Ölüme yanık bir kaleden başka bir şey bırakmayın' ve Sartre'nin özyaşam öyküsünde dediği gibi: 'Sessizce sonumda yaklaşıyordum... Kalbimin son atışının yapıtımın son sayfasına kaydedileceği kesindi ve ölüm yalnızca ölü bir adamı alacaktı.' "
"Heidegger iki tarz varoluş ileri sürmüştür: gündelik ve ontolojik varoluş. Gündelik tarzda etrafınıza odaklanır ve dünyadaki şeylerin nasıl olduğuyla ilgilenirsiniz; ontolojik tarzda 'varlık' mucizesinin kendisine odaklanır ve şeylerin var olmasına, sizin var olmanıza hayranlık duyarsınız. Şeylerin nasıl olduğu ile yalnızca var olmaları arasında önemli bir fark vardır. Gündelik tarza gömüldüğünüzde fiziksel görünüş, mülkiyet veya saygınlık gibi çabucak unutulan dikkat çelicilere odaklanırsınız. Öte yandan ontolojik tarzda yalnızca varoluşun, ölümlülüğün ve hayatın diğer değişmez özelliklerinin daha fazla farkına varmakla kalmaz, anlamlı değişiklikler yapma konusunda daha heyecanlı ve hazır olursunuz. Temel insanlık görevimiz olan sorumluluk, bağlanılırlık, anlam ve kendini gerçekleştirmeden meydana gelen özgün bir hayat inşa etme fikrine sarılmak için acele edersiniz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ölüm anksiyetesi, sonlu oluşumuzun verdiği ıstırabı öyle ya da böyle hafifletmeye çalışan bütün dinlerin anasıdır."
"Her anı ölümün tamamen farkında olarak yaşamak hiç de kolay değildir. Bu, güneşe doğrudan bakmaya benzer: fazla dayanamazsınız. Hayatımızı korkudan donmuş bir şekilde geçiremeyeceğimiz için ölüm korkusunu yumuşatacak yöntemler üretiriz. Çocuklarımız aracılığıyla kendimizi geleceğe yansıtırız; zenginleşir, ünlü olur, hayatta her zamankinden daha fazla yer kaplarız; saplantılı, koruyucu ritüeller geliştiririz ya da nihai kurtarıcıya derinden inanarak bağlanırız."
Reklam
Hiçbir şey olmuş olanı değiştirmez. Olan olmuştur ve hep öyle kalacaktır. Onun seni ruhen yıkmasına izin verirsin ya da vermezsin.
Geri111
171 öğeden 166 ile 171 arasındakiler gösteriliyor.