“Gri gözlü esmer bir kadının oturduğu mermer bir masayı seçti.”
“Bir iskemleye otururken "Rahatsız olur musunuz?' diye kibarca sordu.”
“Neden? " Sanki görülmemiş nadir bir harikaymış gibi kulaklarını inceledi kadın.
"Bebeklerden mi, köpeklerden mi, yaşlı akrabalardan mı, yoksa yağmurda dışarı çıkmaktan mı?"
"Burada oturmamdan rahatsız olur musunuz?"
"Buna katlansam da, katlanmasam da halimden hoşnut olabilirim ben. Özgürlük budur işte, değil mi?”
"Bu dünya, değiş tokuş edilen mecburiyetlerden oluşan garip bir sisteme dayanıyor. Görevinin ne olduğunu bilmezse, bir insan bir mec'i nasıl yerine getirir?"
"Geçmişte ya da bugün olmuş hiçbir şey için kaygılanmanın pek yararı yok,
Zira çok daha büyük sıkıntılar gelecek başımıza."
.
.
.
"Kafanı kullanamıyorsan bari gözlerini kullan "
.
.
.
"Akıllarına ulaşamıyorsak midelerine hitabedeniz."
“Hiç kimse başkasından üstün değildir. Hiç kimsenin başkasının görevlerini tayin etmeye hakkı yoktur.” Durdu, düşünceli düşünceli ona baktı. “Eğer Dünya’da böyle aptalca bir gücü kullanan varsa, bu yalnızca budalalar ona izin verdiği içindir. Onlar özgürlükten korkuyorlar. Emir almak hoşlarına gidiyor. Ne adamlar!
İncelemeyi okumak için;
bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kitap-...