" Artık ne adınız Hülya, ne Şeyda; Kadriye oldunuz artık ve saçları dökülmüş Dilaver'i bekliyorsunuz aslında. Dilaver de size gelmek için emekli olmayı bekliyor. "
Zihninden nefreti ve korkuyu atabilseydi, aklını umutsuzlukla ve öfkeyle doldurmasaydı içi şiirle dolup taşıyordu. Ara sıra halis şiirler yazıyordu:
Ne de solan ipeklerde büyür
eşsiz gül, belli belirsiz.