Tarihte yinelenen örüntüler varsa bu onlardan biriydi kesinlikle. Sürekli bir tekerrür. Önce bir kamu hizmetleri yasası çıkarılırdı, bunun aşırı demagojiyi ve yolsuzlukları önlemek için tek yol olduğu yalanı söylenerek. Sonra erk, oy verenlerin ulaşamayacağı yerlere kaydırılır ve oralarda toplanırdı. Nihayet de aristokrasi ortaya çıkardı.
Sayfa 414 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okudu
Haber: "Cinayeti kör bir kayıkçı gördü"
** Ülkü Ocakları yöneticisi, Sinan Ateş cinayetine ilişkin "Kahpenin dirisi yetmiyormuş gibi bir de ölüsü başımıza dert oldu" ifadelerini kullandı. ** Gazateci Erk Acarer, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya seslendi: "Bu çeteyi (Ayhan Bora Kaplan) en ince ayrıntısına kadar çözdüm. Bağlantılar korkunç yerlere gidiyor. İstediğiniz bilgiyi savcılık aracılığı ile istediğiniz anda vermeye hazırım."
Reklam
Eğer bir adam örfe aykırı bir iş işlerse, bir gece elini ve ayağını bir direğe bağlayıp giderler. Sabahleyin o adamı ya helak olmuş yahut tulum gibi şişmiş olarak bulunup ettiği cümle günahlarını itiraf ederdi. Suçlulara böyle işkence edilirdi. Menemen'in bu derece ünlü sivrisineği vardır. Rivayet edilir ki sineklerin padişahı değirmenler yakınlarındaki bir kuyuda yaşarmış. Güneş batarken bir sivrisinek sürüsü bir duman bulutu halinde o kuyudan çıkar çehre yayılırlarmış. Çok defalar ahali bu kuyuya nef yağı, katran, çıra, çer-çöp gibi şeyler doldurup yakarlarmış. Alevler Nemrut'un ateşi gibi göklere kadar ulaşmış ama halk yine de kurtulamamış. Halen daha anlatılır ki Sultan Ahmed zamanında bir yüreği yaralı derviş yaşarmış. Bir Ramazan gecesi bu şehrimize ayak basmış; hangi haneye misafir olmak istediyse kabul olunmamış. Sabah olup namaz kılınca bu derviş camideki cemaate: "Ey Melemen'in tul-i emele düşmüş hasis ve deni halkı Bu zayıf kulu bir gece konukluğa almayıp : 'İkramu'l-za'if ve lev kane kafiren' hadisiyle amel etmedinz ise bu hakirin size şu yadigarı olsun: Geceleriniz mutlu geçmesin. Her gece evsiz kalasınız" diye elinde tutuğu balmumundan yapılmış sivrisinek suretini ve kağıdı bu kuyuya bırakmış. O gece şehirdeki cümle halk sivrisinek derdinden namusu arı erk edip bağlara firar etmişler. O zamandan beri de şehrimize sivrisinek musallat oldu diye anlattılar.
Toplumsal erk, aslında, derdine çare bulamayan halkın güçsüzlü­ğünün sonucudur. Ya önderler siyasal erke zorla el koyarlar, ya da halk önderlerini zorla işbaşına getirir. Caligula, Hitler, Cugaşvili (Stalin) halkı açıkça horgörerek koltuğa oturmuş, çünkü insanların ne olduk­larını, ne yaptıklarını çok iyi anlamışlardır. Bu tür bir güç halkın kı­pırtısızlığı, suç ortaklığı, giderek hayranlığıyla her zaman elde edi­lebilir.
Pdf
"İktidarın her yaptığını onaylayanlara, köşe başlarını tutmuş erk sahiplerinin peşinde dolaşıp durmaksızın ' Ağamsın, paşamsın' diyenlere aydın denilemezdi."
Sayfa 302 - Destek YayineviKitabı okudu
92 syf.
5/10 puan verdi
Trans hümanizme giden yol
Mümin ile Tanrı arasındaki ilişki,erkle yüklü olarak değil,aksine Tanrı'nın tüm erkini insana devrettiği daha yumuşak bir ilişki olarak tasavvur ediliyor.S.11 Erk: Güç,Kudret,İş Yapabilme ve Yaptırabilme Gücü) Bu cümleden anlıyoruz ki; Tanrı'nın gücü ve kudretinin, insana devredilmesi gerektiği,insanın tanrı mertebesine çıkararak Tanrı'yı işlevsiz hale getirme çabası olduğu muhakkaktır. Ortaçağ dönemindeki olayları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne koyma çabasından öte görmüyorum.Neden mi ? Skolastik düşünce döneminde Katolik Kilise iktidar gücünü Tanrıya dayandırmaktaydı.Bu gücü kırmak için Martin Luther Reformu başlattı ve aydınlanma ile birlikte Kilise otoritesini kaybetti ve Tanrı tahtından indirilerek yerine Pozitivizm ve Hümanizm koyuldu.Dikkat çekmek istiyorum. Hümanizm, insanların ifade özgürlüğü,eşitliği gibi süslü sözlerle hayatımıza sokuldu."Gerçek şu ki Hümanizm İnsanın Tanrı mertebesine çıkarma çabası sonucunda ortaya çıkmış bir durumdur."Günümüzde buna "TRANS HÜMANİZM" denilmektedir. Richard Rorty ,Gianni Vattimo,Santiago Zabala Rönesans ve Reform Hareketlerini Başka Bir Form Altında Günümüze Uygun Şekilde Bize Sunma Çabasından Öte Görmüyorum.
Dinin Geleceği
Dinin GeleceğiGianni Vattimo · Ayrıntı Yayınevi · 200915 okunma
Reklam
" Konu, 'tabiat, çevre, hayvanlar ve kadınlar' olunca, bunları nedense sadece 'gençlerin, kadın ve eşcinseller'in ilgileneceği 'hafif işler' kategorisinde gören çoğunluk ve 'görünmez erk', kendi çok 'ağır işler'iyle meşgul olduğundan, 'Yunusa Özgürlük' törenine ne basından, ne siyasetten, ne de iş ve sanat dünyasından tanınmış adlar katılmıştı."
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Alparslan Türkeş Yurda Dönüyor: 13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.