O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, beraber yaşamaları beklenenlerin yanında tutunamayanlar. O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirine yakın kılan.
"Çok bencilsin!"diyor. Sesi çok sert.
"Ben mi!? BEN mi bencilim?"
"Evet, sen! Her şeye birden sahip olmak istiyorsun. Her eşyaya, her duyguya, her insana! Ama hayat böyle değil. Hiçbir şeye sahip olamazsın! Sadece seversin. Zamanın yettiği kadar. Zaman bitince de bırakırsın gider."
-Aynı saatte gelseydin çok daha iyi olurdu, dedi tilki. Diyelim ki öğleden sonra dörtte geliyorsun; saat üçten itibaren içim içime sığmaz. Geliş saatin yaklaştıkça, kendimi giderek daha mutlu hissederim. Saat dörtte de içimi bir titreme, bir tedirginlik sarar; mutluluğun bedeli bu mu derim kendi kendime. Ama herhangi bir saatte gelirsen, kendimi rugen buna hazırlayamadan karşımda bulurum seni...
"Eğlenceli insanlarla birlikte çalıştığınızda nadir bulunan bir sinerji yakalıyor, normalde tek başınızayken aklınıza gelmeyecek espiler buluyorsunuz. "
Tanınmış psikolog Brian Little'a göre pronoya:
"Başkalarının sizin iyiliginiz için gizlice çabaladıklarını ve arkanızdan güzel şeyler söylediklerine yönelik hayali bir inanış demek."
Şehre söylemek, duvarlara yazmak istediği şey şimdi aklına gelmişti. Bu hem resmi,hem şahsi görüşüydü; hem kalbinin hem de dilinin niyetiydi:
"Ben bu alemde en çok Rayiha'yı sevdim."