Gezerken aklımın evine vardım
Akıl gitmiş, fikir evde yoğ idi
Üslubum takındım, usula sordum
Akıl evinde hırthış çoğ idi
Akıl bezirgândır, gezer getirir
Müvâzene onu tartar, oturur
Zihin çeker, ambarına götürür
Muhammed Emin Yıldırım Her kitap katibi tarafından birilerine ithaf edilir. Bu, yazarların/kâtiplerin ortak özelliklerindendir. Yazılan kitap kâtibi tarafından ya eşine ya anne ve babasına ya hocasına ya da üstadına hediye edilir. Böyle bir özelliği Kur'ân da kullanır. Kur'ân'ın sahibi olan Allah (cc) kitabını birilerine ithaf eder. Kur'ân tam 7 yerde "... li kavmin yetefekkerûn/düşünen toplumlara" diyerek ken- disini düşünen zihinlere, 8 yerde de "...li kavmin ya'kilûn/akleden toplumlara" diyerek kendisini aklını kullanan insanlara ithaf etmektedir. Böyle bir ithaf aslında Kur'ân'dan kimlerin istifade edebileceği gerçeğini bizlere gösteren önemli bir mesajdır. O'nun (cc) âyetleri üzerinde düşünmeyen, böyle bir çaba sergilemeyen, âyetler üzerinde akledip hayatla Kur'ân arasında bağ kurmayan bu kitaptan tam anlamıyla istifade edemez. Bu kitap ancak kendisini düşünen ve akleden muhataplara açmaktadır. Çünkü kitabın katibi olan Allah (cc), kudret kaleminden süzülerek gelen bu Kitâbü'l-Hakîm'i ancak düşünen ve akleden toplumlara ithaf etmiş, onlara bunu bir hediye olarak sunmuştur.
İnsan hedefini ALLAH'ın rızâsı yapıp, kalbini terbiye ve tezkiye ederek işlerini zikir, şükür, hizmet ve edebe çevirince eline geçen her türlü nimet, rahmete dönüşür. Her kazancı helâl olur. Bu güzel niyetiyle her yaptığı iş, sevap olur. Herkes önce şu dünyada neyin peşinde ve kimin işinde olduğunu tesbit etmeli. Gönlünün kıblesini iyi belirlemeli. Kalp Cenâb-ı Hakk'a bağlanırsa göz her şeyde O'nu arar. O'nu arayan bulur. Bulan da kurtulur.