Susmanın irfan yoluna yeni girenlerdeki hali afetlerden esenlik içinde olmaktır. Cenab-ı Hakk'a yükselerek, ona yakın olanlardaki hali de onun dostluğuna muhatap olmaktır. Öyleyse, kim bütün hållerinde sükûta sarılırsa, onun hiç kimse ile bir alıp vereceği kalmaz ve bütün işi Rabbiyle olur. Çünkü, insanın kalbinde Hak'tan başkası olursa, onda suskunluk olamaz. Ne zaman ki o, Hak'tan başkasıyla sözünü kesip yalnızca Mevlâ ile söz ederse, o Allah'a yakın ve sırdaş ve sözünde desteklenmiş olur. Ve o konuşursa doğruyu konuşur. Çünkü o, haktan konuşur, doğrudur. Öyleyse doğruyu konuşmak, hatadan suskunluğun neticesinde kazanılır. Hak'tan başka, boş şeylerden söz etmek her hâliyle hatadır.
Konuşursan doğru konuş. Söz verirsen yerine getir. Yumuşak söz ve selâmın yayılması üstün sünnetlerdendir. Yine yumuşak söz ve çokça selâm vermek, halkın sevgisini kazandırır. Devamlı güzel sözlü olmak, insanı isteklerine ulaştırır. Dilin doğruluğu, insanın kurtuluş ve güvenliğidir. Çok laf, dinleme bıkkınlığı verir ve çok ısrar, caydırma sebebidir. Sessizliğin çokluğu da vakarın sebebidir. Çok gülmek hafiflik ve ardır. Çokça mizah da ithamları üzerine çeker. Yine çok gülmek, kalbi öldürür. Çok şaka, cahillik işaretidir. Söz çokluğu anlam eksikliğidir
İmdi, eğer uyuyanın kalbi, nefsin ağında ise kişi kendi kâbuslarla başbaşa kalır. Eğer uyu gunluğunu kazanmaya yönelmekte tembel olur. Berzah âleminde hapsedilip karışık rüyalar ve yanın gönlü nefisten kurtulmuş ve bağımsız kalmış ruh ise k berzahtan geçip, kendi ülkesine, ilahi huzura yükselip asla uyumaz. Bedenin uykusu böyle kalbi tembelleştirmez. İtibar ve yükselişten bir an bile boş kalmaz.
Erenler yoluna giden, üç hasletle gitmiştir. İlki ihtiyaç olanın dışında yememek. İkincisi, imkân sınırı içinde uyumamak. Üçüncüsü, gerekli olandan fazla konuşmamak.
Kısacası, uykusu çok olanın ruhu hasta ve işi zordur.
KIT'A
“Seninle bulmuşem ey aşk, rahat-ı cânı
Ki, senden aldı gönül cümle derde dermânı
Bir ân karâr edemez fikratinle cân, ey dost, Seninle hay' olur ancak bu rûh-ı insânî”