Türk istibdat ve esaret zincirlerini parçalayabilmek için dahilî ve haricî düşmanlar karşısında hayatını ortaya attı; çok kanlı ve tehlikeli mücadelelere girdi; sayısız fedakârlıklara katlandı; muvaffak oldu, ancak ondan sonra hürriyetine sahip oldu. Bu sebeple hürriyet Türkün hayatıdır.
Sayfa 88 - Örgün YayıneviKitabı okuyor
mesela bakınız, ben ümit kelimesinin aynı zamanda korku ifade ettiğini düşünüyorum, çünkü ümit. olması ve olmaması ihtimali olan bir şeyin, olacağını farz etmektir. fakat böyle bir faraziye o şeyin olmaması korkusu devam ettikçe mümkündür ve o korku nisbetinde kuvvetlidir. bütün zıtlıklar ve mesela hürriyetle esaret arasında da bir cevher birliği seziyorum. tereddütün ve tercih zaruretinin esaretinden kurtulmuş hürriyet var mıdır?
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Onun varlığı ve yokluğu hakkında bir karara varmak için, ya her biri kendi tecrübelerimizin yoluyla ferdî ve mistik bir sezişi kendimize rehber edeceğiz veya evrensel bir anlayışı doğrulayan küllî mefhumlar delaletiyle düşüneceğiz. Birincisinde tecrübemiz tamamıyla şahsi olduğu için, evrensel bir anlayış tasdiğinden mahrum kalacak, bizim
Sayfa 204Kitabı okudu
"Adalet külâhını Zulüm başına geçirmiş. Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazâya, bağy ismi takılmış. Esaret-i hayvanî, istibdad-ı şeytanî, hürriyet nam verilmiş. Zıdlarda emsal olmuş, suretlerde tebâdül, isimlerde tekabül, makamlarda becâyiş-i mekânî."
Adamın biri, bir şeyhten kendisine nasihatte bulunmasını rica edince şeyh ona dedi ki: Dünyada da,ahirette de melik ol. Adam bu sözü duyunca şaşırdı ve tekrar sordu —Nasıl yani? —Dünyaya karşı olan hırs ve şehvetini kesersen,hem dünyada hem ahirette sultan olursun. Çünkü sultanlık hürriyet ve ihtiyaçsızlıkta görülebilir;esaret ve zillette değil...
Sultan Abdulhamd de yürüyordu
Zâhiren ehl-i dünyanın safındaymış gibi görünen gençler de kan ter içinde koşup gelmişti. Allah Teâlâ onların kalbine de düşürmüştü bu büyük velinin sevgisini. Sokaklarla birlikte sanki Fatih,Yavuz Selim,Barbaros, Akşemseddin, Ebu's Suûd, Sultan Abdülhamid de yürüyordu. Ihlas,vefa,sadakat, iffet ve hayâ meydanlara inmişti. Sahte kahramanların esiri olan tarih ve mukaddesat, esaret zincirlerini kırarak sanki "Yaşasın Hürriyet!"diye yürüyordu. Bu bir cemaatin değil, Müslüman milletin yürüyüşü, Islâm'in yürüyüşüydü.
Reklam
374 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.