344 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 19 days
Halide Edip Adıvar'ın hayatını anlatan, otobiyografik bir anı kitabı. . . Çocukluğundan başlayan, ilk gençlik yılları, evliliği, yazar ve eğitimci kişiliği kendi ağzından anlatılırken, yakın geçmişimizin önemli olay ve kişilerine de ışık tutuyor. Halide Edip olurkenki yıllarda doğu ve batı etkisini gösteriyor. . . Kitabın dili ağır olmakla birlikte (eski Türkçe sözlere sıkça yer verilmiş, kaleme alınırkenki dili korunmuş) arkasında yer verilen sözlükten epeyce faydalandım. Tarih severlerin keyifle okuyacağını düşündüğüm bir kitap... .
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20183,563 okunma
·
Not rated
Dünün Genci Anlatıyor
Böyle bir eser için tek inceleme yapan kişi olmak oldukça şaşırtıcı benim için. Bu paylaşım ile köşede unutulmuş değerli bir eser için farkındalık oluşturma ihtimali ise oldukça gurur verici. 1931-1952 yılları arasında yayımlanan birçok gazete ve dergide Sermet Muhtar’ın yazılarına rastlanır. Bu eser ise ilk olarak Dünün Genci Anlatıyor
Eski Çapkın Anlatıyor
Eski Çapkın AnlatıyorSermet Muhtar Alus · Kapra Yayıncılık · 20232 okunma
Reklam
Din meselesinin özüne dair…
Bir; Pagan Dinler. İki; Kitaplı, Peygamberli ya da Suni Dinler. Yani bir peygamber tarafından oluşturulan dinler. Pagan Dinler, yani çoktanrılı dinler, doğal dinlerdir. Tüm toplumun kolektif düşüncesi ve bilinciyle oluşturulur Pagan Dinler. Ama Kitaplı Dinler, bu işi tek başına Tanrı’dan, Allah’tan, Yahve’den mesaj aldığını, vahiy aldığını iddia
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
Peyami Safa
Peyami Safa
'nın "Fatih Harbiye" adlı eseri, Türk edebiyatının klasiklerinden biri olarak benim için gerçekten büyüleyici bir okuma deneyimi sundu. Kitap, Batılılaşma ve geleneksel yaşam tarzı arasındaki çatışmayı, İstanbul’un iki farklı semti olan Fatih ve Harbiye üzerinden etkileyici bir şekilde ele alıyor. Safa, modernleşmenin getirdiği toplumsal değişimleri ve bu değişimlerin birey üzerindeki etkilerini derinlemesine işlerken, okuyucuya güçlü mesajlar vermeyi başarıyor. Ancak, eseri okurken eski Türkçe kelimelerin yoğunluğu beni zaman zaman zorladı. Bu kelimeler, dönemin ruhunu ve dilini anlamamı sağlarken, aynı zamanda metni akıcı bir şekilde takip etmemi de güçleştirdi. Yine de, bu zorluklar kitabın değerini ve derinliğini gölgeleyemedi. "
Fatih Harbiye
Fatih Harbiye
", sadece bir roman değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir dönüşümün hikayesi. Peyami Safa'nın usta kalemiyle şekillenen bu eser, her okurun kitaplığında mutlaka yer almalı. Okuyan herkese, Batı ve Doğu arasındaki dengeyi sorgulatan bu muhteşem eseri tavsiye ederim. instagram.com/p/C7T3ufwNVRg/?...
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047.8k okunma
9/10 puan verdi
'Ne dans ne kotiyon!' deyimiyle ilk defa karşılaşıyorum, paylaşmak istedim. 'kotiyon' kelimesi eski Türkçe'de 'köy bekçisi' yada 'çoban' anlamında kullanılırken, modern Türkçe'de rastlanan bir kelime değil. 'Ne dans ne kotiyon' ifadesi ise 'ne şiş yansın ne kebap' anlamını karşılıyormuş.
Doğunun Limanları
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832.5k okunma
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Reklam
MAZİSİ OLMAYAN KELİMELER ve TÜRKÇE...
Mustafa Sabri Efendi, çok akıllı, zeki, basiretli ve uzak görüşlü bir insandı. Türkçe hakkındaki sözleri de bu uzak görüşlülüğünün delilidir: - "Türk dilinin, onu zenginleştiren eski yerleşmiş kelimelerin atılıp yerine, geçmişi olmayan, sığ, basit kelimeler konularak fakirleşmesi neticesinde, bir gün gelip ilim dili olmaktan çıkarak, yerini İngilizceye bırakacağını, daha 1940'lı yıllarda söylemiş olması da mühim bir tesbittir...
Sayfa 61 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Türkçe'nin Yerine İngilizce, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
«Keder Türkçe bir sözcük, acı anlamına geliyor. Bir zamanlar eski Türkler bir insan öldüğünde yakınlarına tam olarak kırk acı miras bıraktığına inanırlarmış. Ölümden sonraki kırk günün her biri için birer tane. Günler geçtikçe acıların sayısı da azalırmış ama sonuncusu sonsuza dek kalırmış.»
Sayfa 65
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.