İçkicibaşı Gılgamış'a dedi ki: "Nereye koşuyorsun böyle, Gılgamış?
Eline geçmeyecek aradığın yaşam.
Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında
yalnız ölüm oldu ona verdikleri,
kendi ellerinde tuttular yaşamı!
Karnın dolu olsun yeter Gılgamış, sen ona bak, gece gündüz eğlenmene bak,
gününü gün et, keyif sür,
çalgılarla gece gündüz gül oyna,
hep güzel giysiler olsun üstünde,
başın temiz olsun, bedenin yıkanmış olsun, elinden tutan yavruna bak,
karın mutluluğu tatsın göğsünde,
budur insanoğlunun tek yapacağı."
"Niçin böyle ilenirsin güzel yosmaya, Enkidu, o değil miydi Tanrılara yaraşır ekmek yediren sana,
o değil miydi krallara yaraşır içki içiren, görkemli bir giysi giydiren sana,
yakışıklı Gılgamış'ı veren sana arkadaş diye? Evet, şimdi Gılgamış, senin can kardeşin, geniş bir yatağa yatıracak seni, görkemli bir döşek serecek altına,
solunda bir yer açacak sana dinlenmen için
ayaklarını öptürecek yurdun ulularına,
Uruklulara ağıt yaktıracak, yaş döktürecek,
mutlu kullarımı yasa büründürecek senin için,
kirli saçlarla gezecek senin ölümünden sonra,
bir aslan postuna çöllerde dolaşacak başıboş!"
Sayfa 71 - Enkidu'nun hasta yatağında kendisini medenileştiren kadına beddua ettiğini duyan Samaş'ın karşılık vermesiKitabı okudu
Zihin, doğal seçilim tarafından, evrimdeki atalarımızın yiyecek arayıp bulmaya dönük yaşam tarzları sırasında karşılaştıkları sorunları çözmek üzere tasarlanmış hesaplama organlarından oluşan bir sistemdir.