Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Esra
Esra
@esraa1_
Türkçe Öğretmeni
10 Ağustos
133 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Cade Kailey'nin hayatını kurtarmıştı, sıra Kailey'deydi...
Kitap, 2050 yılında Kailey'nin bir büyükanne olarak Cade ile tanışma hikayesini merak eden torunlarına hikayeyi anlatmasıyla başlıyor. Kitabın asıl odak noktası 2008 yılında yaşananlar. 96,97 ve 98 yıllarında da Kailey ve Cade'in tanışmasına değiniliyor.
12 Kasım 2008. Cade Kailey'yi terk etmekle kalmamış sanki dünyayı da terk etmişti. Yıllardır ondan bir haber alamamıştı. Ta ki Kailey nişanlısı Ryan'la gittiği restorandan çıkarken evsiz bir adama "Pardon, yiyecek bir şeyler var biraz. İster misiniz?". demesi ve adamın kafasını kaldırmasıyla birbirine aşina olan iki ruh buluşmuştu. Ama Kailey bunu Ryan'a söyleyememişti. Çünkü onu tanıyordu ve o evsiz adam Cade'di.
Cade McAllister Element Plak'in sahibiydi ve James Keatley adında bir ortağı vardı. Cade'in başına gelenlerin sorumlusu ortağı ve ortağının asistanı olan Alexis'ti.
Sarah Jio'dan okuduğum ilk kitaptı. Akıcıydı. Konu olarak sıradan bir aşk hikayesiydi. Fakat mesajı oldukça netti. Jio'nun dediği gibi "Gerçek aşka ve mutlu sonlara inanmıştık." diyerek incelememi bitiriyorum.
-"Sofi bu kimin türküsüdür?" diye sordu.
Sofi: "Bu, "dedi,
"Ağrıdağının öfkesidir. Ağrı çok öfkelenmiş, sonra da atalar Ağrının bu öfkesine türkü yakmışlar."
> ''Kır bir at Ahmet'in evinin kapısında dün akşamdan beri duruyordu... Atın sol yanından da böyle bir güneş, böyle bir ağaç vardı. Sofi bu
"Ne kadar akıllanırsan o kadar çok problemin olacak, Charlie."
Charlie Gordon; 32 yaşında, Donner fırınında çalışan, çok düşük IQ (68) ile dünyaya gelen bir bireydir. Birer bilim insanı olan Prof. Nemur, Dr. Strauss ve Burt; Charlie gibi düşük IQ ile dünyaya gelen insanların zeka seviyelerini arttırmak için bir deney yürütmeye karar
Okur Takip Önerileri
"Çocuğunuz bir kez çocukluk yaşayacak; bu dönemi onunla doya doya yaşayın."
Kitapta çocuk yetiştirme sürecinin nasıl olması gerektiği topluca düzenlenmiş. Bu sayede kafamdaki soru işaretleri giderilmiş oldu. Aslında sadece saf, tatlı ve akıllı olarak gördüğüm çocuğun bilmediğim birçok özelliğinin, potansiyelinin olduğunu öğrendim. ‘‘Niyette saflık’’ kelimesini bu kitapta keşfettim. Sadece çocuk yetiştirme sürecinde değil hayata bakışımız da bunun üzerine kurulu olmalıdır. Niyetimiz, başkalarının gözüne girmek değil kendi gözümüzde bir değerimizin olmasını sağlamak olmalıdır.
Geliştiren Anne-Baba, Doğan Cüceloğlu'ndan okuduğum 3.kitap. 3 kitap hem öğretmenlik mesleğimde hem de gelecekteki annelik sürecimde bana katkısı olacak türden kitaplardır. Yazarın diline diyecek yok. Akademik dilin ağırlığından arındırılmış, sohbet havasında bir kitap.
Kitabı okuyun okutturun! Doğal sürecin bir işleyişi olan çocuk yetiştirme sürecinin nasıl olması gerektiği az ve öz bir şekilde anlatılıyor.
•"Tiyatro bitti. Beklemeye lüzum görmüyorum."
•"Güntülü'yü seviyorum. Hayat ve kâinatımın en büyük gerçeği bu...''
Ruh Adam; genel olarak ordunun iyi bir Yüzbaşısı olan, askerliği inanç olarak kabul eden, Selim Pusat ve arkadaşı Şeref'in kralcı olduğunu gizlememesinden dolayı itibarını kaybetme süreci ardından öğretmen eşi Ayşe Pusat ve oğlu Tosun ile yaşadıklarını anlatmaktadır.
Selim Pusat; fikirlerinden dönmeyen, vatan ve şeref için yaşayan bir kişiliktir. Kralcı olduğunu itiraf etmesine üzerine gazetelerde adına yapılan iftiralar herkesi düşman beklemesine sebep olur. Bu iftiralardan sonra daha içine kapanan, sürekli kederli ve düşünceli görünen biri haline dönüşecektir. Selim Pusat, Çamlı Koru'da 2 kişi ile tanışır: Leyla Mutlak ve Yek. Öğretmen eşi Ayşe'nin görevine geri dönmesi vasıtasıyla öğrencileri Aydolu, Nurkan ve Güntülü ile de tanışır. İşte asıl karmaşık ve anlaması güç olaylar bu tanışmalardan sonra yaşanır.
Kısa bir ifadeyle kitap, iç hesaplaşma yaşayan bir insanı konu edinir. Başta yer alan masalın bağlantısını kitabı bitirdikten sonra daha da fark edeceksiniz. Kitabın arka kapağında alışılmamış bir roman olduğundan bahsedilmesi gerçekten doğru. Çünkü masalla başlaması, ortalarda ve sonralarda da akıldışı olayların betimlenmesi bunu doğruluyor. Atsız'dan okuduğum ilk kitaptı. Umarım devamı gelir.
Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu'nun tanık olduğu gerçek yaşamlardan sadece biri... Kral Kaybederse...
Kitap; Kenan, Fadi, Handan üçlüsünün etrafında dönmektedir. Fadi ve Handan'ın av, Kenan ise avcı ve kraldır. Olay Kenan'ın yasak aşklarından biri olan -10 yıl süren- Fadi'yle ilişkisinin bitmesi sonucu yaşadığı depresif durumları, Fadi'nin bu olay karşısındaki duygularını anlatıyor. Ayrıca Handan'ın yıllardır kocasının kendisini hep farklı kadınlarla aldattığını bilmesi de işin içine giriyor. Hepsinin davranışlarının altında yatan nedenlerini yazar, kahramanların geçmişiyle birlikte veriyor. Son sayfalara kadar en çok Kenan'a kızacaksınız ama hatıra defterine yazdıklarını okuduğunuzda hüzünlenip önyargılı olduğunuzu düşüneceksiniz.
Kitabın ana fikri: Bugünümüz gecmişimizle bağlantılı, geçmişimiz de geleceğimizi şekillendiriyor yani kaderimizi asıl biz belirliyoruz.
Gülseren Budayıcıoğlu'ndan okuduğum ilk kitaptı. Çok akıcı, anlaşılır bir kitaptı. Sevdim, ders almak için okunmalı.
Gururla aşkın sürtüştüğü bir aşk romanı...
Roman "Aşk ve Gurur" ismini; soylu bir geçmişe sahip olan Darcy'nin taşralı bir babanın kızı olan Elizabeth'e karşı takındığı mesafeli davranış ve gururundan daha sonra ise bu iki gencin birbirine aşık olmasından alır.
Bennet ailesinin Lydia, Mary, Kitty, Elizabeth ve Jane adında 5 kızları vardır. Her şey Bayan Bennet'ın kızlarından birini Netherfield Konağı'na yeni taşınan Bay Bingley ile evlendirmek ve diğer kızlarına da bu gibi parlak evlilikler yaptırmak istemesiyle başlar. O dönemin öne çıkan özelliklerinden biri olan balo törenleri Elizabeth ve Darcy'nin tanışmasına vesile olur. Darcy, Netherfield Konağı'na taşınan Bay Bingley'in en yakın arkadaşıdır. Kibirli Bay Darcy ile Elizabeth bir baloda göz göze gelirler, Darcy'nin bakışları, Darcy çok kendini beğenmiş olduğu için soğuktur. Fakat gün geçtikçe Darcy kendisini Elizabeth’in çekiciliği ve zekasına gittikçe kaptırırken bulacaktır.
Romanı çok sevdim. Hatta ilk okumaya başladığımda; balo, kızlarını evlendirmek isteyen bir anne, kızların evlenme isteği ve baloda bir erkekle dans etmelerinden dolayı "Bridgerton" dizisini izlemiş gibi oldum. Kitap o kadar akıcı ki ve bir sonraki sayfada neler olacağını o kadar merak ediyorsunuz ki hemen sizi içine çekiyor. Romanda Elizabeth ve Darcy'nin zıtlaşmaları aşklarını itiraf etmelerinden daha çok yer tutuyor. Okuyun, okutturun!
Yine bir Ermiş'ten farklı bir mekânda öğütler...
Ermişin Bahçesi, Ermiş'in devamı olan 2.kitaptır. Ermiş'te yurdu olan Orphalese'den ayrılan El Mustafa bu kitapta doğduğu yere, annesi ve babasının mezarının olduğu bahçeye döner. 9 müridiyle ve en önemlisi kardeş gibi sevdiği Kerime ile Bahçede bir araya gelir. Ayrılık, yalnızlık, zaman, insanla insanı, insanla doğayı birleştiren bağlardan söz etmesini ister. Kitabın konusu da tam da bu şekilde.
Kitapta ele alınanlar ilk kitaptaki kadar fazla değil. Ilk kitapta zaten anlatılması gerekenler ele alınmıştı. Üniversiteden hocamızın okumamızı istediği yazar ve kitaplardan birisiydi. 2 kitap oldukça betimleyiciydi. Tekrar okunması, hissedilmesi gereken kitaplardan biri.
Ermiş, yurdundan ayrılan bir ermişin Orphalese halkına verdiği öğütleri konu ediniyor.
Aşk, evlilik, çocuklar, verme, yeme ve içme, çalışma, sevinç ve keder, evler, giysiler, alma ve satma, suç ve ceza, yasalar, özgürlük, akıl ve tutku, acı, kendini bilme, öğretme, dostluk, konuşma, zaman, iyi ve kötü, dua, haz, güzellik, din, ölüm konuları anlatılır. Orphalese halkından her bir konuyla ilgili olanlar ermişe sorular yöneltir ve ermişin cevapları öğüt niteliğindedir âdeta.
Kitabı sevdim, 54 sayfalık kısa bir kitap zaten. Konular ve öğütler de gayet doğal ve bilgilendiriciydi.
Kötümser bir felsefeci olarak bilinen Schopenhauer'den dünyaya iyimser bakma, dünyada mutlu olma tavsiyeleri... 53 sayfa, 45 tane hayat kuralı... Hayat kurallarının; edinilmiş karakter, isteklerin mülkiyetle ilişkisi, acının doğal bireysel ölçüsü, güven, ömre dair vb. başlıklar ile ilişkilendirilmesi...
Schopenhauer'den okuduğum ilk kitaptı. Ilk defa bir kitabımda kelimelerin altını çizdim. Tekrar elime aldığımda kolayca okuyabilirim ve bu tavsiyeleri uygulayabilirim artık. Bazı bölümlerini okurken (hayat kuralları no... diye ayrılıyor) anlamakta zorlandım çünkü felsefi bir açıdan ele alınmış bir kitap ayrıca bilimsel bilgiler de yer alıyor. Birkaç arkadaşımda gördüğüm bir kitaptı. Aslında büyük bir beklentiyle okumuştum fakat beklentimin altında kaldı. Bu türden farklı kitaplar okumalıyım hem bilgilenmek hem de dile alışmak için...
Evlerinde kitap bulunduran insanların kitaplarının itfaiyeciler tarafından yakıldığını düşünün... Evet, itfaiyeciler söndürmek yerine yakmayı tercih ediyor. Ayrıca 1953 yılında bu kitabı yazan yazarın; televizyonun ve teknolojinin, kitap okumayı bitireceğini öngörmesi... Başta itfaiyeci görevini yerine getiren bir Montag, daha sonra kitap okuma açlığını gidermek ve sorgulamak isteyen bir Montag... Distopik bir dünya.
Kitap birkaç sefer elime alıp yarım bıraktıklarımdan fakat konusu ilgi çekici. Çok büyük bir beklentiyle okudum diyemem ama kitabı sevdim. 1984 kitabını okuduğum için bilimkurgu diline alışkınım diyebilirim dolayısıyla anlaşılır bir kitaptı. Vermek istediği mesaj gayet açık ve güzeldi.
Rahmetli Doğan Cüceloğlu... Bu bitirdiğim ilk kitabı. Öğretmenlere verdiği değeri anlattığı, onların güçlerinin farkında olmaları için yazdığı kitap.
Öğretmenlik mesleğiyle ilgili çok bilgilendirici bir kitap olmuş.
Özellikle takipçilerinden istediği öğretmenleriyle ilgili anılara, kitabında yer vermesi ve her bir anıdan sonra kendi düşüncelerini belirtmesi o kadar yararlı olmuş ki... Bu mektuplar konunun örnekleri niteliğinde olmuş. Kitabın son sayfalarında yer alan "Kavramlar Sözlüğü"nde kitabın ana konuları hakkında kısa açıklamalar var. Mektupların içinde kaybolurken bu kısmın olması asıl konulardan uzaklaşılmasını engelliyor. Anlatımı çok samimi. Ben birkaç günde okumama rağmen sonunu hızla getirebileceğimiz bir kitap.
Doğan Cüceloğlu'ndan okuduğum ilk kitap ama devamı gelecek. Mekânı cennet olsun.
Kitap, Yeraltı ve Notlar adlı 2 bölümden oluşuyor. Dostoyevski, bu romanı maddi sıkıntı yaşadığı dönemde yazmıştır. Kitaba oldukça karamsar bir hava hâkimdir. Kitabı okurken anlatılanlar yazarın yaşadığı olaylar gibi görünse de tamamen kurgudur. Kitapta psikolojik tahliller oldukça yer tutuyor.
Kitabın 2. bölümünü, hikâye tarzında olduğu için daha çok beğendim fakat tamamıyla kitabı çok beğendim diyemem. 1 günde bitirilecek nitelikte.
Türk Edebiyatında Batılı anlamda ilk romandır. Servet-i Fünun Döneminin özelliklerini yansıtmaktadır. Mai; Batıyı, hayalleri; siyah ise doğuyu, cahiliyeti sembolize ediyor. Olaylar dramatize edilmiş bu da zaten Serveti-i Fünun Döneminin baskıcı, karamsar rejiminin bir sonucu. Akıcı ve keyifle okunan bir kitap. Türk Edebiyatı içinde kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında. Aşk-ı Memnu'dan sonra Halit Ziya'nın en başarılı ve en sevdiğim romanı.
ARABA SEVDASI ÜZERİNE
Genel olarak bakıldığında Araba Sevdası, Bihruz Bey ve Periveş Hanım'ın sıradan aşk hayatını anlatan bir roman gibi görünmektedir. Fakat Recaizade Mahmyt Ekrem bu romanda asıl Tanzimat Dönemi ile birlikte Batı'ya açan Osmanlı Devleti'nin bu süreçteki yanlış yönlerini kahramanlar üzerinden anlatmaya çalışmıştır.
Önceki sayfalarda yer alan
