Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra Elmakasta

Esra Elmakasta
@esraaksk
Korkunç çocukluğumda, çocukluğumu unutturacak kapıları açan anahtarlardı kitaplar. Onlarla büyüdüm, onlarla gelişiyorum. Kaç bin tane kitap okudum hatırlamıyorum. Okuyorum öğreniyorum ve tekrar okuyup tekrar öğreniyorum...
Asıl özlediği Hansu değildi, Isak bile değildi. Rüyalarında tekrar tekrar gördüğü şey gençliği, hayatının başlangıcı ve hayalleriydi; bu şekilde bir kadın olmuştu.
Sayfa 567Kitabı okudu
Reklam
Bu dünya pis, Solomon. Kimse temiz değil. Yaşamak insanı kirletiyor.
Sayfa 555Kitabı okudu
Ama sadece parfüm değil, sürdüğün bütün o kremlee ve diğer şeylerin oluşturduğu bir koku. Mağazalarda dolaşıp onun ne olduğunu merak ederdim. " Annemin kokusu. "
Sayfa 479Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kim değersiz hissetmez ki kendisini! Bir soyadının önünde toplanmış duruyoruz: ailemiz. Bir soyadının önünde tek isimler.
Hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi.
Reklam
Her gün o kadar çok acıya tanık oluyoruz ki, "Her ben de artık asgari ahlak sahibi pek çok insan gibi, mutluluk rolü için dublör kullanıyorum," dedi Rıfat. "Onu da bulamayanlar var!" diye cevap verdi deli.
Böylece deli neredeyse haftada bir yeni kitap almaya geliyor. O da değişmek istiyor, diye düşünüyor Rıfat, artık sadece bir deli olmak istemiyor, bunun için kitap okuyor. Ama tabii kendini korumak için de okuyor olabilir, deliliğini sürdürmek için.
Başka bir insanda bulacağım en fazla şey geçmişin yoğurduğu psikolojik bir çamur, diyerek insanlar ile yakınlaşma çabasından vazgeçti kibirli ve saldırgan Rıfat. Ona yiyecek atmayın, sevmek için elinizi uzatmayın.
Kitapçıda oturmuş çay içiyorlar. Rıfat, manifaturacının bunca yıldan sonra hayatını değiştirecek cesaretinin ve enerjisinin olmadığını, bu yüzden hiçbir şeyi değiştirmemek üzere bir yaşam sürdüğünü ama bir yandan da için için bir değişim istediğini anlıyor. Kendi iradesinin dışında bir kuvvetin her şeyi değiştirmesini bekliyor manifaturacı. Sevincin nedeni bu. Ama bütün bunları ona söylemiyor.
Hatıralar kötüdür, hayatın önünü tıkar. Ama bak hayaller iyidir.
Reklam
Yeteri kadar zamanın varsa tanrıya ihtiyacın olmaz.
Çocukken Rıfat'ın gördüğünde nefesini tutup etrafını kolaçan ettikten sonra hızla ceplerine doldurduğu hayat, yaşlılığa doğru giderken ele gelmez, anlaşılmaz bir şeye dönüşmüş. Tecrübe bir işe yaramıyor, çünkü tecrübenin nereden neyi yansıtacağı belli olmayan sayısız parlak yüzeyi, artık eylemlerin ve düşüncelerin de yansılarını üretiyor, hatta duyguların bile. Tecrübenin çokbilmiş aynalarının kararlı bir biçimde çoğalttığı tek şey Rıfat'ın yaşlanmaya yüz tutmuş asık suratı. Rıfat bu berbat dünyada kazayla azıcık mutlu olsa, azıcık gülse, kim bilir neredeki, hangi kuytudaki uzak bir yansımasında dudağının ucu hafifçe yukarı kalkıyor, hepsi o.
"Biz erkeklerin büyüyemediğini söyluyorsunuz!" diyerek doğrudan konuya girdi. "Erkek ya da kadın, insanların büyüdüğüne inanmak için, öncelikle, çocukluğumuzda ve gençliğimizde çabucak geçip gitsin istediğimiz bütün o anlamsız, boş pazar akşamlarının yan yana üst üste gelip, çamaşır deterjanı ve ütü kokmayan, sesinde bir futbol maçı hayhuyu barındırmayan yekpare bir insan bina edeceğine inanmak gerek. Buna inanıyor musunuz?" Sessizlik... "Bu ülkede pazar akşamlarının bir araya gelip, bırakın yetişkin bir insanı, herhangi bir şey meydana getirebileceğine inanıyor musunuz? Getirse getirse bir yenilgi meydana getirir, bir yıkıntı meydana getirir." Sessizlik... "Çünkü geçmiş bir insanı kuran değil, yıkan şeydir. Daha doğrusu bir yandan kurarken bir yandan yıkar. Hep bir savaş hali... Kapısız penceresiz binalar, devrilmiş sokak lambaları, yerlerinden fırlamış kaldırım taşları, bir enkaz olarak insan hayatı. Evet, büyüyemedik ama çocuk da kalamadık. Bir enkazız yalnızca.
Her ironi bir hayal kırıklığını gizler, diye düşünüyor Rıfat. Koşup da yetişememeyi, uzanıp da tutamamayı gizler. Bacakları kendilerine yetmediği için kanat çıkarmak zorunda kalan atların çaresizliğini gizler. Her ironi bir hayal kırıklığının üzerini örter, diye düşünüyor Rıfat. Issız, soğuk yatağına girip yorganı üzerine çekiyor.
Ve son cümle: "Hatırlıyor musun, bir ilişkiye girerken insanın ille de bir vaatte bulunması gerekiyorsa bu, çelişkisiz olacağım değil, kendim gibi olacağım vaadi olmalı, demiş- tin. Ben ne çelişkisiz olmak, ne de kendim gibi olmak istedim, ben senin olmak istedim Rıfat."
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.