ELVEDA GÜLSARI
Kırgız yılkıcı(at yetiştiricisi) Tanabay ve taypalma yorga(değerli, yorulmak nedir bilmeyen, özel bir at cinsi) bir at olan Gülsarı'nın beraber yaşadığı sevinçler ve hüzünlerin konu olduğu ama aslında daha çok sevgili atı ölürken Tanabay'ın onun başında geçirmiş olduğu son saatlerde geçmişiyle olan hesabını anlatan bir Aytmatov eseri.
Aytmatov kimdir diye sorsalar, eserlerinden okuduğum kadarıyla diyebilirim ki Aytmatov dağdır, taştır, topraktır, umuttur, acıdır, duygudur, samimiyettir. Yaşadığı zorlu savaş yılları ve çileli hayatı neticesinde bu kıymetli eserleri kaleme alan son derece özel bir yazar.
Kırgız halkını yakından tanıtan bir kitap var karşımızda. Bir "Toprak Ana" değil belki ama farklı bilgiler, duygular edinebileceğimiz nitelikli bir eser.
"Ancak ağır hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiğimizin ne iyi, ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını, ancak o son demde anlıyoruz."(s.39)
"Demek ki düşünmemek unutmak demek değilmiş."(s.39)
"Tende beden, bedende can taşıdıkça, bu dünyada yaşadıkça, hayat yolunun önündeki engelleri aşmaya, kaldırmaya çalışacaksın, arkadan omuz vereceksin. Başka türlü olmuyordu. Ne var ki, her omuz vuruşta, hayat arabasının tekerleği omuzunu bıçak gibi yaralıyor, yara üstüne yara, derken omuzu nasır tutuyor. Eğer yaptığın işi seviyor, meyvasını da alıyorsan, nasırların hiç önemi yok. Şikâyet etmezsin, memnun olursun."(s.122)
"Neden herkes böyle yapıyor, birilerine yaranmak için yapamayacağı şeyleri vaadediyor?..."(s.132)