Tanrı beni bir çakıl taşı gibi bu masalsı göle fırlattığında, sayısız dalgayla bulandırdım suyun yüzünü. Ama gölün derinliğine ulaştığım zaman rahatladım
sakin ol, delirmeye yakın bile değilsin
o dinginlikten uzak ve
ışığını ayarlayamadığı tüm heba fotoğraflar
sakin olun, aklının en kavisli yeri size ayrıldı
bir gün sokağa, deliyim ve küpeliyim, oh ne olsun daha
diyerek çıkmanın hayali şimdilerde yalnızca beyaz sabunun
gözünü yakmasıyla geliyor aklına
Derdin ne olursa olsun, bir abdest al nefes gibi. Seccadeni ser, otur ve ağla. Dilersen hiç konuşma. ”O”, seni ve dertlerini senden daha biliyor unutma.
Herşeyi kaplayan rahmetinden,
Herşeye gücü yeten kuvvetinden,
Önünde herşeyin boyun eğdiği kudretinden,
Karşısında hiçbirşeyin duramadığı izzetinden,
Herşeyi kaplayan azametinden,
Herşeyi kuşatan ilminden,
Sana sığınıyorum
Issız sokağın adresi gönlüm
göğün dağladığı bulutlar
toprağıma değen yağmur
huzura koşan ruhum
Kelâm eden gözlerim
bir başıma suskunluklarım yalnızlığına yazılan şiirlerim avuçlarım soluk soluğa kalmış yetişmeli dikensiz nefese
bilirim ya solacak bu ten..