Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ben, her- kes vardı dünyada ve uzun uzun otobanlarda manzaralar, u-dönüşleri, kareler, gitmekle zamansızlaştırdım kendimi. (...) yine sözler ekledim, bir bara, bir kan harfine, bir bardağın karşı yakasındaki bir kadına. en yamalı ben dövüşürüm zann- ettim, kekeledim diye övünmeler icad-. yenildim diye haklı çıkmalar. bir buluş muydu, son sözü söyleme isteksizliği. sonra çektim kapıyı. bilmiyorum. kusura mesafenin ötesini duy istedim -bakma,
"Sana hiçbir zaman ulaşamadım" dedi Giovanni. "Hiçbir zaman gerçek anlamda burada olmadın sen. Sanırım bana hiçbir zaman yalan söylemedin ama asla gerçekleri anlatmadığını da biliyorum,neden? Bazen tüm gün boyunca burada kalır, bir şeyler okur, pencereyi açar, yemek pişirirdin - seni seyrederdim - ve sen hiçbir şey söylemezdin. Bana bakmana rağmen sanki görmezdin beni. Üstelik de ben bütün gün, gün boyu bu odayı senin için düzenlemeye çalışıp dururken. Biliyor musun sen kötü bir insansın, bazen bana gülümsemenden nefret ettim. Seni boğmak istedim o anlarda. Bir yerini kanatmak istedim. Bana herkese gülümsediğin gibi gülümsedin, bana herkese anlattıklarını anlattın - ve tüm anlattıkların da yalan. Ne gizliyorsun sen? Senin kollarındayken senin hiç kimseyi sevmediğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Hiç kimseyi. Ya da herkesi - ama beni değil! Senin için hiçbir anlamım yok, hiç." Yeniden ağlamaya başladı. Göz pınarlarından sıcak gözyaşlarının süzülüp, kirli yastığa düştüğünü görüyordum. "Eğer beni sevmezsen, buna katlanamam, ölürüm. Sen gelmeden önce zaten ölmek istiyordum. Sana bunu bir çok kez anlattım. Zalimlik bu yaptığın, ölümümü daha çok zorlaştırmak için beni yaşama bağlamak."
Reklam
Ruhumu ellerinde paramparça edesin diye mi teslim ettim?
Sayfa 184 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
“O yüreğindeki acı mı?” diye sordular… Hafifçe tebessüm ettim; “Hayır” dedim. “O benim imtihanım !”
Herhangi birşey konusunda "Onu kaybettim" deme! "Onu iade ettim" de. Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Karın mı öldü? Onu da geri verdin. Tarlanı mı elinden aldılar? İşte yine bir iade. "Fakat onu elimden alan kötü bir adamdı" deme. Onu sana veren elin, falanın ya da filânın aracılığıyla onu geri almasının ne önemi var? Onu sende bıraktığı müddetçe, sana ait değilmiş gibi istifade et ondan; tıpkı yolcuların hanlardan yararlanışı gibi.
Cahit Külebi
TEREKE Daha ben ölmeden paylaşın Sabrım zamanım karımın olsun İşte boş cüzdanım cebimde Oğullarıma kalsın. Dostlara bıraktım türküleri, Gözlerimi delikanlılara. Hayallerim hepsine yeter, Bolca dağıtılsın kızlara. Gövdemi şölen ettim böceklere, Mezarıma milyonlarca dolsun. Özgürlüğü duyardı saçlarım Bütün şairlere selâm olsun.
Sayfa 262
Reklam
"Müsaadenle Ağaçsakal, dedi, "sana bir şey sorabilir miyim? Neden Celeborn bizi senin ormanına karşı uyardı? Bize bu ormana girme riskini göze almamamızı söyledi." "Hmm, öyle mi söyledi? diye guruldadı Ağaçsakal. "Ben de benzer bir şeyler söyler idim, eğer yolunuz diğer tarafa rast geliyor olsa idi. Laurelindörenan ormanlarına bulaşmayın sakın ha! Kadim zamanlarda elfler oraya böyle derdi, lakin artık ismi kısalttılar: Lothlörien diyorlar. Belki de haklıdırlar: Belki de orman soluyordur, serpilip gelişmiyordur. Şakıyan Altın Vadisi Topraklan idi, evvel zaman içinde. Şimdi Düşçiçeği. Ah pekala! Yine de garip bir mahal, dolaşılacak yerler değil. Sizin oradan çıkabilmiş olmanıza hayret ettim ama girebilmiş olduğunuzu işitmek daha da hayret verici: Uzun yıllardır yabancılar böyle bir şey yapmamıştı. Garip bir memlekettir." "Burası da öyle. Halklar burada felakete uğramıştır. Evet efendim, felakete uğramıştır. 'Laurelindörenan lindelorendor malinorne'lion ornemalin, diye mırıldandı kendi kendine. "Onlar orada dünyanın oldukça gerisinde kalıyorlar zannımca," dedi. "Ne bu memleket, ne de Altın Orman dışındaki herhangi bir şey Celeborn'un gençlik yıllarındaki gibidir. Yine de:" Taurelilomeatumbalemorna Tumbaletaurea Lömeanor* derler idi bir vakitler. Her şey farklılaştı ama yer yer hala aynı." *Çokgölgehormanderinkaravadi Pekormanlıkvadi Kasvetliülke." Ağaçsakal'ın bu sözü, aşağı yukarı "ormanın derinindeki açıklıklarda kara bir gölge var" anlamına geliyor."
"Onu sadece görmekle yetindiğimde ne kadar mutluydum! Bana bakıyordu; bu olağanüstü bir şey değil miydi? Beni sever gibi görünüyordu. Bu kadarı yetmez miydi? Ne yapmak istedim ki? Bundan ötesi yoktu. Aptallık ettim. Benim hatam."
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2.CiltKitabı okuyor
içim içime sığmıyordu artık okyanusa koştum gecenin bir yarısı sana olan aşkımı itiraf ettim sulara sözlerim bittiğinde şekere döndü denizin tuzu
İmam şafi'den şöyle bir söz nakledilir:" sufilerle sohbet ettim. Onlardan duyduğum şu iki sözden oldukça faydalandım. Zaman kılıç gibidir sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsini de Hak'la meşgul etmezsen o seni batıla (yanlış, boş, gerçeği olmayan, hikmetsiz işler vb.) meşgul eder.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.