Ölüm bir gün öldürmekten vazgeçerse ne olur? Hayır felsefik olarak değil pragmatik olarak düşünelim. Aklıma mezar satışları pandemiden sonra düştüğü için dert yanan amcanın videosu geldi direkt. Evet hele bu ölümün öldürme işinden sadece bir ülkede vazgeçtiğini de eklersek neler olurdu? Organ mafyası gibi ailelerin başvurduğu kaçakçılık mafyası türerse... Keyifli olduğu kadar da düşündürücü bir romandı. Yazarın, ölümü bir kişi, üstelik bir kadın olarak düşünmesine dair psikiatrın söyleyeceği seyler vardır herhalde.
Görünüşe bakılırsa Büyük Birader'e, çikolata tayınını haftada 20 grama çıkardığı için şükranlarını sunmak üzere gösteriler yapanlar bile olmuştu. Daha dün tayının haftada 20 grama düşürüleceği ilan edilmişti diye düşündü. Üzerinden daha yirmi dört saat geçmişken bu yalanı yutturmaları mümkün müydü? Evet, yutturmuşlardı. .
Tanrıları inkâr edişiyle ateizm, aynı zamanda insanlığın da en büyük olumlaması ve insanlık aracılığıyla hayata, amaca ve güzelliğe sonsuz evet anlamına geliyor.
Babam çoktan ölmüştü, annem neşeyi ebediyen gömmüş olan matemi ve dul aylığına mahkum olmuşların ürkekliğiyle bana yabancılaşmıştı, okuldaki yarı yarıya yozlaşmış kız arkadaşlarım itici geliyorlardı, zira benim için son noktada tutkunun ta kendisi olan şeyi onca hafife alarak oyun konusu yapıyorlardı- böylece ben de normalde parçalanıp dağılan hep yeniden uç veren tüm benliğimi senin önüne serdim. Sen, benim için- sana nasıl söyleyebilirim? Bu konuda her girişim yetersiz kalır-,evet, çünkü sen benim için her şeydin, bütün hayatımdın. Benim için her şey, ancak seninle ilintili olduğu ölçüde vardı, hayatımdakilerin hepsi ancak seninle bağlantılı olduğu ölçüde anlamlıydı. Bütün hayatımı değiştirmiştin. O güne kadar okulda kayıtsız ve sıradan bir öğrenci iken, ansızın birinci oldum, gecenin geç saatlerine kadar pek çok kitap okuyordum, zira senin kitapları sevdiğini biliyordum, senin müziği sevdiğine inandığım için birdenbire, neredeyse inatçı bir ısrarla ve annemi hayretler içerisinde bırakarak piyano çalmaya başladım. Hoşuna gidebilmek ve sana layık görünebilmek için giysilerimi temiz tutuyor ve söküklerimi dikiyordum…. sen beni asla, neredeyse hiçbir zaman görmedin…
Az önce hem ibadet hem de serinlemek için abdest alırken yeğenimle (4 yaş) babamın muhabbetine de kulak misafiri olmuş oldum. Muhabbet şöyle dönüyor:
Yeğenim Erva: "Dede bugün cuma mı? "
Babam :"Evet de senin cumayla işin ne? "
Yeğenim: "O zaman bugün bayram, elini uzat öpeyim dede:))) "
Ablama ve enişteme bir daha imrendim... Geçen günde kabir ziyaretine gitmiştik. Annesine orda ne yapıldığını sormuştu. Ablam da dua edildiğini söyleyince, o zaman savaş bitsin diye dua edeceğim, dedi. O an konu Gazze değildi. Ama çocuk bu işte. Yaş iken hesabı. Gurur duyuyorum onunla, onu yetiştiren annenin kız kardeşi olduğumla, bizleri yetiştiren merhamet timsali ana babamla da...
Maşallah barekallah demeyi unutmayın inşallah...
Bu başına gelen şey aşktır kızım, dedi, kutsal saflığı içinde aşk, nasıl olması gerekiyorsa öyle: istem dışı, hızlı, her şeyi alıp götüren bir hırsız gibi... evet, her şeyi!